Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) bünyesinde faaliyetlerine devam eden ULUTEK Teknopark Kuluçka Merkezi’nde, kanserde tanı ve tedaviyi yönlendirecek önemli bir çalışma yapılıyor. Çalışmada ‘gen panelleri’ ile kişiye özgü tanı ve tedavi modellerinin geliştirilmesi amaçlanıyor.
Kanserde tanı ve tedaviyi yönlendirecek önemli laboratuvar çalışmalarına imza atan Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülşah Çeçener, ULUTEK Teknopark’ta kurduğu Argen Biyoteknoloji firmasında kişiye özgü etkin tedavi modellerine destek olabilecek moleküler testler üzerine yoğunlaştıklarını söyledi.
Hedef; Yüksek Katma Değer
Firmaları Argen Biyoteknoloji’nin, 2019’da Bursa Uludağ Üniversitesi ULUTEK Teknopark Kuluçka Merkezi’nde kurulduğunu ifade eden Prof. Dr. Gülşah Çeçener, mevcut akademik bilgi birikiminin, meme kanserinin tanı ve etkin tedavisi ile ilgili moleküler biyobelirteçlerin belirlenmesi ve bireye özgü tedavi modellerinin geliştirilmesine yönelik fayda sağlayabileceğinin altını çizdi. KOSGEB İleri Girişimci Desteği ile kurduğu Argen Biyoteknoloji’de tüm araştırmacıların kapsamlı Ar-Ge çalışmalarına dâhil olabileceği bir laboratuvar oluşturmayı amaçladıklarını kaydeden Çeçener, “Şirketimiz, yeni nesil biyoteknolojik Ar-Ge ürünlerinin geniş hasta kitlelerinin kullanımına sunulması ve kişiye özgü tedavi süreçlerinin planlanmasına katkı sağlanması misyonuyla yola çıktı. Sağlık alanında moleküler genetik testlerin yaygınlaştırılması, yeni tekniklerin, testlerin ve kitlerin geliştirilmesi, tanı ve tedaviyi yönlendirecek biyobelirteçlerin belirlenmesi gibi birçok farklı konuda yüksek katma değerli biyoteknolojik ürünler oluşturmayı amaçlıyoruz. Bu sayede de sağlıklı birey, sağlıklı toplum ve sağlıklı bir Türkiye oluşumuna katkı sağlamanın yanı sıra, meme kanseri temel alanı dâhilinde kanserde tanı ve tedaviyi yönlendirecek biyobelirteçlerin araştırılması ve bu kapsamda geliştirilen gen panelleri ile bireye özgü tedavilerin oluşturulmasını hedeflemekteyiz.” dedi.
“Yurt dışı bağımlılığını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz”
Dünya genelinde kadınlar arasında en sık görülen kanser tipi olan meme kanserinin ülkemizde de kadınlarda görülen vakaların yaklaşık dörtte birini oluşturduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Çeçener, “Ekibimiz, meme kanserinin rutin tanı yöntemlerinin meme kanseri alt gruplarının tanımlanmasında yetersiz oluşu ve mevcut çoklu gen panellerinden oluşan tanı kitlerinin ayrım gücünün yetersiz kalmasının yanında, piyasadaki tanı testlerinin yurt dışı menşeili olması ve ülkemizi dışa bağımlı hale getirmesinden kaynaklı eksikliği gidermek amacıyla kapsamlı çalışmalar yürütüyor. Uygulanabilecek kapsamlı testlerin Ar-Ge projeleri ile geliştirilmesinin yanı sıra, güncel yeni nesil analiz sistemlerinin kullanıldığı kapsamlı projelerle birlikte ürün portföyümüzü geliştiriyoruz. Çalışmalarımızın hem yurt içinde hem de yurt dışında yaygın kullanımını sağlayacak ileri kapsamlı projeler gerçekleştirmeyi ve elde edilen çıktıların topluma sunulması adına çabalarımızı arttırmayı hedefliyoruz.” ifadelerini kullandı.