İdlib’te 33 askerimizin şehit düştüğü rejim saldırısının ardından Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, “Bu millet her zorluğu birlik ve beraberlikle aşabilecek güçtedir.” açıklamasında bulundu. Başkan Koçak, İdlib’te şehit olan Türk askerlerine ilişkin baş sağlığı mesajı yayımladı.
Açıklamasında birlik ve beraberlik vurgusu yapan Koçak, şehit olan askerler hakkında şu ifadeleri kullandı: “Böylesine mübarek bir Regaib Gecesi’nde İdlib’teki hain saldırı sebebiyle gelen acı haberler yüreklerimizi yakmıştır. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralı askerlerimize acil şifalar diliyorum. Bu millet her zorluğu birlik beraberlikle aşabilecek güçtedir. Milletimizin başı sağolsun.”
“Erbakan küçük hesapların değil büyük hedeflerin insanı olmuştur”
Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, ülkenin önemli gündemini oluşturan konular hakkında da bir basın açıklaması yaptı. Koçak, Hocalı Katliamı’nda hayatını kaybedenleri rahmetle andı. İçinde bulunduğumuz haftanın ülkemiz ve milletimiz açısından iki önemli tarihin yıldönümü olduğunu ifade eden Koçak, 27 Şubat’ın eski başbakanlardan, merhum Millî Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatının 9’uncu yıl dönümü olduğunu belirtti. Koçak, “Erbakan hocamız, mazlumların yolunu aydınlatan bir lider olarak anılmaya devam edilecektir.” ifadesini kullandı.
27 Şubat ile 28 Şubat darbesinin farkını anlatan Koçak, şunları söyledi: “Erbakan Hocamız bu yıl, Almanya’dan Amerika’ya, Afrika’dan Asya’ya, Edirne’den Kars’a dünyanın birçok farklı bölgesinde, farklı şehrinde, hayırla yâd ediliyor. Arkasından dualar ediliyor. Lakin o gün Erbakan Hocamızı anlamayanlar, ona düşmanlık besleyenler bugün umarız ki pişmanlık duyuyorlar. Tarih göstermiştir ki milli iradeye ipotek koymaya kalkanlar eninde sonunda kaybetmeye mahkûmdurlar. 8 yıl değil, üzerinden 80 yıl geçse de Necmettin Erbakan, inancıyla, heyecanıyla, insanlığa olan sevdasıyla hatırlanmaya, mazlumların yolunu aydınlatmaya devam edecektir. Çünkü O küçük hesapların değil, hep büyük hedeflerin insanı olmuştur.
28 Şubat, Türk tarihine geçen kara bir lekedir. Sonradan anlaşıldı ki 28 Şubat, Erbakan hocamızın önünü kesmeye mahsus en ciddi hareketlerden bir tanesidir. Sonra Fazilet kuruldu, arkasından Fazilet de kapatıldı. Düşünün peş peşe, hiçbir icraat yapmadan. Parti bölündü. Bu bir proje. Kendiliğinden olmuyor. Dışarıda planlanıyor. Yeni gelen arkadaşlar hepimiz biliyoruz kendi ifadeleriyle milli görüş gömleğini çıkardılar.
28 Şubat ne için yapıldı? Ne irtica, ne şu, ne bu. 28 Şubat’ın temelde iki sebebi vardır. Biri, rantiyecilere giden hortumun kesilerek, milletin hakkının millete aktarılması. Diğeri ise D-8’lerin kurulmasıdır. Bu politikalardan bir yandan rantiye, faiz lobisi rahatsız olurken bir yandan da rahatsız olan küresel çevreler olmuştur. Kısaca bu adımlardan sadece ülkemizdeki rantiyeciler değil küresel emperyalistler de rahatsızlık duymuştur.
Eğer Erbakan Hocamızın attığı adımların gerisi gelebilseydi inanıyoruz ki içinde bulunduğumuz şartlar tahakkuk etmeyecekti. 28 Şubat’ın Türkiye açısından ağır sonuçları oldu. 28 Şubat’ta Türkiye’nin demokrasisi darbe aldı. Peki, bugün Türkiye’de gerçekten kâmil manada demokratik bir ortamdan bahsedebiliyor muyuz? 28 Şubat’ta adalet darbe aldı. Hukuk yerle bir edildi. Kararlar emir komuta zinciri altında verildi. Peki, bugün Türkiye’de bağımız bir yargıdan söz edebiliyor muyuz? Hâkimlerin kararlarını özgürce verebildiği bir Türkiye’den bahsedebiliyor muyuz? 28 Şubat basın özgürlüğüne darbe vurmuştu. Gazetecilerin, yazarların, aydınların birçoğu vesayet rejiminin borazanı olmuştu. 28 Şubat’ta gazete patronları banka paylaşıyor, ihale peşinde koşuyordu. Peki, bugün özgür bir basından bahsedebiliyor muyuz? Artık ihale peşinde koşan gazete patronları kalmadı diyebiliyor muyuz? 28 Şubat’ta düşüncesinden dolayı gece yarısı insanların evleri basılıyor, sorgusuz sualsiz gözaltına alınıyordu? Şiir okudu diye belediye başkanları görevlerinden alınıyor hatta hapse atılıyordu. Peki, bugün durum farklı mı? 28 Şubat’ın bir ürünü olan Ak Parti iktidarının Türkiye’yi getirdiği nokta maalesef 28 Şubat’ın form değiştirmiş halidir. Türkiye’nin bugün demokrasisi de, ekonomisi de, adaleti de, medyası da 28 Şubatı hatırlatır hale gelmiştir.”
SP İlçe Başkanı Koçak, güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde de bulunarak dış politikada sorunların arttığını savundu. Türkiye’nin Libya ve İdlib’de bir bataklığın içine çekilmeye çalışıldığını savunan Koçak, “Türkiye, Libya ve Suriye üzerinden yalnızlığa itilmiştir. Adeta dünyada dostu, birlikte politika belirleyeceği tek bir ülke kalmamıştır. Ne NATO içinde ne İslam ülkeleri içinde ve bölgedeki diğer ülkelerle müşterek politika oluşturma imkanımız ortadan kalkmıştır.” dedi.
Zeynel Abidin Koçak, koronavirüs ile ilgili hükümete tavsiyelerde bulunarak şunları söyledi: “Çin, kısmen kontrol altına aldığını söylüyor. Ümit ediyoruz kontrol altına alınır. Hamdolsun henüz ülkemizde bir tehdit, bir tehlike yok. Özellikle iç kargaşaların hakim olduğu ülkelere sıçrarsa o zaman bu virüsün kontrol edilmesi ihtimali neredeyse ortadan kalkar. Bundan dolayı da hükümetimizin de ülkelerin gösterdiği hassasiyet de zirveye çıkmalı. Bu, iktidarın hassasiyetle gündeminde tutması gereken bir konudur, sadece bizi değil bölgemizi de ilgilendirir.”