Mustafa Arı
Kur’an’da namaz yerine geçen kelime ‘salat’tır. Hani ezanlarda “hayyealessalah” diyoruz, işte o namaz demektir. Türkçe karşılığı dua etmek, övmek anlamına gelir.
Namazın şartları (Dışındakiler); 1. Hadesten taharet, 2. Necasetten taharet, 3. Sert-i avret, 4. İstikbali kıble, 5. Vakit, 6.Niyet.
Namazın rükünleri ise (İçindekiler); 1. İftitah tekbiri, 2. Kıyam, 3. Kıraat, 4. Rüku, 5. Secde, 6. Kadei ahire.
Dünyadaki her türlü işi Allah bilinciyle yapmak gerekir. Amir isen Allah bilinciyle yönetmelisin. Hakim isen tarafsızca, çıkarsızca kararlar vermelisin. Adaletten sapmamalısın. İşte bunların hepsi Allah’ı zikretmeye girer. Hayatında, davranışlarında Allah’ı, Kur’an’ı mihenk taşı yapmak en büyük zikirlerdendir.
Eğer Allah’ın rızasını kazanayım diyorsanız, Muhammed Mustafa’yı göreyim, eğer cennete gireyim diyorsanız, kadın ve erkek ölünceye kadar namazınızı terk etmeyiniz.
Namazı hiçbir makama, hiçbir ticarete değişmeyiniz. Hiçbir şeye feda etmeyiniz. Namazı kazaya bırakmayınız. Namazları vaktinde kılınız. Namazı Allah için kılınız: Enam Suresi’nde şu ayette; “De ki: Benim namazım, ibadetim, hayatım ve ölümüm hep alemlerin Rabbi olan Allah içindir.”
Ankebüt Suresi’nde: “Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Şüphesiz ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.”
Beş vakit namazını kılan bir kişi, günde 40 defa Fatiha Suresi’ni okuyor. Fatiha Suresi’ni okuyarak 40 defa yalnız Allah’ın yolundan gideceğim diyor. 40 defa sıratı müstekimde doğruluk ve dürüstlük yolunda, Kur’an yolunda olmak için Rabbine yalvarıyor. 40 defa imanla salih amel istiyor. Allah’tan cennetini istiyor. Cehennemden ona sığınıyor, gazaba uğrayanlardan ve yoldan çıkmışlardan Allah’ın kendisini korumasını istiyor. Bunları her gün söyleyen birisi kötülük yapabilir mi?
Namaza başlarken “Allahü Ekber” demek; Allah’ın emirleri en çok önemsenecek emirlerdir demektir. Allahtan büyük koruyucu yok demektir. Allahtan başka şifa verecek yok demektir. Allahtan başka rızık verecek yedirip içirecek olan yok demektir. Allahtan başka yaşatacak ve öldürecek yok demektir. Allahtan başka sığınacak yok demek. Tekbir alırken elin üstü ile dünyayı, malı, evladı, her şeyi omuzdan arkaya atıp, Allaha yönelmeyi hatırlatır.
Ruküye eğilmek: Allah’a saygının, O’nun büyüklüğünü itiraf etmenin bedeni şeklidir. Fani varlıklar karşısında eğilmek insana yakışmaz. Allah’a kul olmasını bilenler, başka kulluklardan; insana, paraya, mevkiye, şöhrete, siyasi güce kul olmaktan yakalarını kurtarmış olurlar.
Secde; kulun Allah’a en yakın olduğu andır, orada Miraç yaşanır. Secde ile sadece senin önünde eğiliyorum demektir. Bu da dünyada senin kadar umurumda olan başka kişi, başka şey yok demektir. Kendimi senin yoluna adıyorum demektir. İkinci secde de; ‘Sübhanerabbiyelala’daki ala olan Rabbim, yüce, güçlü, üstün, hakim olan Rabbim yine sana geldim. Senden kopmak istemiyorum. Beni iyilerin arasına kat. Benim canımı Müslüman olarak al demektir. Böyle olmalıdır.
ANNELER ÖZELDİR
Ana, konusu sayfalarca kitaplara sığmaz. 12 Mayıs Pazar günü Anneler Günü’nü kutlayacağız. Ömrünü evlatlarına adayan, saçını süpürge eden annelerimize sadece bir gün yeter mi? Annelerimiz bir gün değil onlar her gün başımızın tacıdır. Doğup büyüdüğümüz yuvamıza “ana ocağı” deriz. Anneler, cennetin ayaklarına serildiği kıymetlilerimizdir.
Dünya hayatında; yaptıklarıyla ve yaşadıklarıyla iz bırakan analarımız vardır. Mesela: Hz. İsa’nın annesi Hz. Meryem, bir mucizenin muhatabı oldu. Tarihte ilk babasız oğlan doğurdu.
Anneler evliliklerin gidişatını değiştiriyor, insanın bütün psikolojisini, hayata bakışını, hayata tutunuşunu belirliyor. Anne olmak yaşanan ve yaşatan her şey demektir. Onlar bizim ilk öğretmenlerimiz, hayat yolunda rehberlerimizdir.
Hz. Musa’nın annesi; oğlunu ölümden kurtarmak için, kundağı ile suya salıp Allah’a emanet etti. Hz. İsmail’in annesi Hz. Hacer, Allah’a teslimiyetin timsali oldu.
“Ağlarsa anam ağlar¸ gerisi yalan ağlar.”
Anne¸ oğlu okula gider ağlar; askere gider ağlar; kızı gelin olur ağlar. Belki bunlar hasret ve sevinç gözyaşlarıdır. Allah analarımızı başımıza gelebilecek musibetlerden dolayı ağlatmasın. Anasının duasını alamayan, dünyada da ahirette de felah bulamaz.
Kur’an-ı Kerim’de: “Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi, sende anne-babama acı.” (Isra, 24) En incinmemesi gereken insan ‘Anneler’dir.
Anneler Günü resmi olarak ilk kez Türk Kadınlar Birliği öncülüğünde 1955 yılında kabul edilmiş ve Nene Hatun 1955 yılında “Yılın Annesi” seçilmiştir.
13 Mayıs 1956’da ikincisi kutlanan Anneler Günü’nde ise Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım yılın annesi seçilmiş ve PTT İdaresi üzerinde Zübeyde Hanım’ın fotoğrafı bulunan ilk gün pulunu bastırmıştır.
Annesiz çocuklar olduğu gibi çocuksuz anneler de var bu hayatta, onları da unutmayalım. Bu vesile ile başta şehit ve gazilerimizin anneleri olmak üzere, tüm annelerimizin ve anne adayı güzel insanların “Anneler Günü” nü kutlar, sağlıklı uzun ömürler dilerim.