Türkiye’nin her alanda pek çok sorununun olduğunu ifade eden Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, özellikle devletin işleyişindeki sıkıntılara dikkat çekerek, “Devletin kurumları ve kurumsallığı açısından çok önemli sorunlar var. Ülkeyi yönetenler bu sorunları ve sebepleri anlamaktan çok uzaklar. Anlamak ve çözmek için gerekli çabayı da ortaya koymuyorlar. Halbuki bu sorunları çözmenin yolu, farklı fikirlere sahip insanların uyum içinde bir arada çözüm aramasından ve üretmesinden geçer.” dedi.
Muhalefet liderlerinin bir araya geldiği Ahlatlıbel Liderler Zirvesi’nde çekilen karelerin siyasette özlenen bir tablo olduğunu ifade eden Koçak, bu fotoğraf sayesinde vatandaşların bir nebze de olsa rahat bir nefes aldığının altını çizdi. Koçak, “12-13 Şubat tarihinde Ahlatlıbel’de çekilen kareler, kuraklaşan siyaset hayatımıza daha şimdiden can suyu olmuş ve insanımıza bir nebze de olsa nefes aldırmıştır. Evet, uzunca bir süredir ülkemizin hasret kaldığı uzlaşı, hoşgörü ve diyalog iklimi o akşam yeniden yeşermiştir. 6 siyasi partinin genel başkanlarının bir araya geldiği o masa adeta umudun ve çözümün adresi olmuştur. Bir umut ve çıkış kapısı arayan insanlarımızın yüreğine su serpmiştir.” ifadesini kullandı.
Liderlerin bir araya geldiği masaya ilişkin yapılan açıklamaları hatırlatan Başkan Koçak, sembolizm üzerinden açıklamalar yapıldığını belirtti. Koçak, “O masada; bize göre sadece 6 genel başkan yoktu; o masada 84 milyon insanımız dertleri ve özlemleri ile eşit bir şekilde oturmaktaydı. Asgari ücretlilerimiz, çiftçimiz, esnafımız, memurlar, işçiler, emeklilerimiz, açlık ve yoksulluk sınırının altında bir yaşama mahkum edilen milyonlarca insanımızla birlikte oturduk o masaya. İşçi ve işverenlerimizi bir araya getirmektedir aslında o masanın amacı. Üretici ile tüketiciyi buluşturmaktı. O masa yaşlı ile genci, kadın ile erkeği adil bir şekilde buluşturmaktı. A partisine oy veren ile B partisine oy vereni, doğu ile batıyı, kuzey ile güneyi buluşturmuştur o masa.” diye konuştu.
Liderlerin bir araya geldiği masaya ilişkin yapılan açıklamalara değinen Koçak, masanın tüm Türkiye’yi kapsadığının altını çizerken, “Ahlatlıbel’de kurulan o yuvarlak masanın genişliği 783 bin 562 kilometrekaredir! Aslında o masa Meclisi tamamen saf dışı bırakan, bütün yetkiyi tek kişiye teslim eden bir sistem ve anlayışı değiştirmek için kurulmuştu. Ancak, geldiğimiz noktada ülkemiz öyle bir çıkmaza sürüklendi ki, artık sadece bununla yetinemeyeceğimiz ortaya çıktı. Tam bir kaos ortamına girdik. Bunun için yeni arayışlara, çıkış yollarına ihtiyacımız olduğunu gördük. Kurduğumuz masanın sorumlulukları, temel ilke ve hedefleri değişti. Aslında genişledi. Adalet, ahlak, ehliyet ve liyakat, tek akıl değil ortak akıl, kutuplaşma değil kucaklaşma, hesaplaşma değil helalleşme istiyor bu millet, bunun için gayret gösteriyoruz.” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin kötü yönetimden kurtulması için çalıştıklarını vurgulayan Koçak, Sefalet Endeksi ve Demokrasi Endeksi rakamlarına dikkat çekerek, “Lafla peynir gemisi yürümüyor. En yüksek faiz oranına sahip ülkelerden biri Türkiye. Farklı kredi derecelendirme kuruluşlarının verdiği notlarda adını bile duymadığınız Benin, Uganda, Tanzanya, Fiji, Bahamalar gibi ülkelerle aynı seviyede değerlendiriliyoruz. Biz hani ilk 10 ülke arasında olacaktık! Şimdi sonda yer alan adını bile duymadığımız son 5 ülkenin içindeyiz. İşte böylesi bir ortamda; biz sadece ‘birilerine karşı olduğumuz’ için değil, Türkiye’nin, insanımızın yanında olduğumuz için bu fotoğrafta yer alıyoruz. Kısaca şöyle söyleyebiliriz: Öyle bir kazanacağız ki hiç kimse kaybetmeyecek.” dedi.
İktidarın dış politikada savrulduğunu vurgulayan Zeynel Abidin Koçak, dış politikada şahsi kararların neticesinde daha ağır sorunlar ile karşılaşıldığını söyledi. Koçak, şöyle devam etti: “Filistin’de zulümler devam ederken, Hindistan’da, Çin’de Müslümanlara her türlü baskı ve zulüm yapılıyorken; hükümet neden bu konuda tek bir çift söz edemiyor? Dış politikada bu ‘savrulmuşluk, tutarsızlık ve yönsüzlük hali’, ülkemize ağır maliyetler üretmeye devam ediyor ve dünya barışına da bir katkı sağlamıyor. Her gün değişen ve ülkemizin çıkarları için değil şahsi çıkarlar adına değişen ‘dostum’ ve ‘küstüm’ hitapları ülkemize ağır bedeller üretmeye devam ediyor. Yani iktidar, normalleşme adımlarını dahi normal olarak atamıyor!”
Ekonominin değişmeyen gündem haline geldiğinin altını çizen Başkan Koçak, sözlerini şöyle noktaladı: “Bir yandan artık vatandaşların yastıklarına, kefen paralarına göz diken iktidar, diğer yandan tüketime, borca, israfa hız kesmeden devam eden yine aynı iktidar. İşine gelince; ‘Yaptığımız her şeyi bize Allah yaptırıyor’ diyecek kadar fütursuzlaşan, işine gelince de ‘bu zamları biz yapmıyoruz ki’ diyecek kadar komikleşen bir iktidar. 2-3 liralık TRT payını kaldırıp, hemen ardından yüzde 127 elektriğe zammı gündeme getiren iktidar, dolar kurunu 18’e kadar çıkarıp, bir nebze geri düşünce alkış bekleyen bir iktidar var. Zamlara dövizi bahane edip, döviz düştüğü halde fiyatlar daha da artınca bu kez esnafı, üreticiyi, marketleri suçlayan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Yine kira bedeli kadar, bir ailenin fatura giderlerinin olmasına sebep olanlar, ‘KDV’yi yüzde 1’e indirdik, problemleri çözdük, hadi şimdi bizi yine alkışlayın’ diyenler, diğer taraftan her bir ürüne zam üstüne zam yapanlar. Bunun hesabını millete veremezler. Millette bunun hesabını mutlak sormak mecburiyetindedir.”