Mustafa Arı
Yazıma bir Atasözümüzün hikayesiyle başlamak istiyorum.
“Öfke ile kalkan zararla oturur”
Adamın biri evin bahçesine tavuk kümesi yapmış fakat tedbirini almamış. Tilkinin biri tavuklara dadanmış tavuklar bir bir eksiliyormuş. Adam öfke ile tilkiyi yakalarsam yapacağımı bilirim diyor.
Ve bir gün tilkiyi yakalıyor. Tilkinin kuyruğuna gazlı bez bağlıyor, gazlı bezi ateşliyor, tilkiyi sallıyor. Köyün çıkışındaki ilk tarlada bu adamınmış. Tìlki köyden kaçarken, bu adamın buğday tarlasından geçiyor, bütün buğday tarlası yanıyor.
İnsanlar öfkeli olunca duygularını kontrol etmekte zorlanırlar ve yanlış davranışlarda bulunurlar. Öfke kontrolü yapamayan kişi hem kendine hem başkasına zararlı olur.
Allah (c.c), Kur’an-ı Kerim’de: “O takva sahipleri, bollukta ve darlıkta Allah için verirler, öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever. (Âl-i İmrân)
Hz. Muhammed (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Pehlivan kimse, güreşte rakibini yenen değil, öfke anında nefsine ve öfkesine hâkim olandır.”
Öfke, insanların en belirgin özelliklerinden biridir. Öfke aklımızın gazap halidir. Öfkeli insan İntikam, kin, hakaret, kavga, cinayet gibi şeylerle dolu musibetlerle karşı karşıya kalabilir.
Öfke bir insanın kötü yönlerini, çirkinliklerini, küfürlü sözlerini, kusurlarını ortaya çıkarır. Öfke insanı kötülüğe yakınlaştırır, iyilikten uzaklaştırır. Öfkesine yenik düşen kişi ağzından çıkan sözleri duyamaz olur. İnsanlar öfke anında söyledikleri kırıcı ve küfürlü sözlerle karşısındaki insanın kalbinde tamiri zor yaralar açarlar.
Mevlana demiştir ki: “Öfke rüzgar gibidir bir süre sonra diner ama birçok dal kırılmıştır.”
Aile içindeki münakaşaların, huzursuzlukların çoğu öfkenin sonucudur. Öfkeyi kontrol eden mekanizma sabırdır. Öfkemizi yenmek için şu hususlara dikkat etmekte fayda vardır. Öncelikle öfkelenmemeye çalışmalıyız
Öfke anında Euzu Besmele çekmeliyiz. Abdest almalıyız veya olay yerinden uzaklaşmalıyız. Öfkeli anımızda hemen aşırı tepkiler vermemeliyiz. Önce bir duraklamalıyız ve içimizden ona kadar saymalıyız. Derin bir nefes almalıyız. Ya da o anda oradan kısa süreliğine uzaklaşarak, mekan değişikliği yaparak öfkemizi dindirmeye çalışmalıyız. Dikkat edelim, unutmayalım.
Yunus Emre: “Dövene elsiz gerek, sövene dilsiz gerek” diyor.
Öfke kontrolü yapamayan yaramaz bir insandır. Rabbim cümlemizi öfkesini yenenlerden eylesin.