Mustafa Arı
Bir Müslüman’ın ölüsüne de dirisine de okunan Kur’an fayda verir. İnanmayan yani Müslüman olmayanın da ne ölüsüne ne de dirisine okunan Kur’an fayda vermez.
O, Kur’an ki Allah’ın kelamıdır. Allah’ın kelamını okuyandan Allah razı olur, Allah razı olduğu kulunun duasını kabul eder.
Bir insan, “Allah’ım, benim okuduğum şu Kur’an’ın sevabına ahirete giden şu kulunu ve kullarını da ortak eyle, onların hepsini bağışla, hesaplarını kolaylaştır, hepsini cennetine al” derse, bu duayı da Allah geri çevirmez.
Bize göre ölü olan ama Allah katında diri bulunan bir insan da böylece okunan Kur’an’dan istifade etmiş olur.
Kabristanı ziyarette ölülere selam vermek sünnettir, Peygamberimizin adeti ve emridir. Kabristanda medfun bulunan Müslüman ölüler, kabrini ziyaret eden insanların bu selamından faydalanmakta ve rahata kavuşmaktadırlar. Ölüler, beşer kelamı olan bu selamdan rahatlar da, merhameti sonsuz olan Allah’ın kelamından hiç faydalanmaz mı veya “faydalanmaz” denilebilir mi?
Dirilerin okuduğu Kur’an’ın, yaptıkları duanın Müslüman ölüye bir faydası dokunmayacak olsaydı, Hz. Peygamber’in bir ölünün defin işlemleri tamamlandıktan sonra kabri başında durup ta: “Kardeşiniz için istiğfarda bulunun, (bağışlanması için dua edin) o şimdi sorguya çekilmekte, sorular karşısında Allah’tan ona yardım isteyin”der miydi?
Dirilerin okuduğu Kur’an’dan ölüler faydalanmayacak olsaydı Hz. Peygamber; “Ölülerinize Yasin okuyun” der miydi?
“Ölene Kur’an okunmaz” diyenler, ne yazık ki bu hadisi de: “Hadisteki ölülerden maksat ruhen ölü olanlardır” diyerek çarpıtmaktadırlar. Acaba bunlar, ölen insanların ruhen değil, cismen öldüklerini bilmiyorlar mı?
Şunu herkes bilmeli: Kur’an yaşayanlara ve yaşayan ölülere hayat ve hayat nizamı olmanın yanında, gerçekten ölenlere de rahmettir, şifadır, nimettir, cehennemden azattır, cennette derecelerin yükselmesidir. Bunları görmeyenlere Allah basiret ve hidayet nasip eylesin.
Aişe validemiz şöyle anlatıyor: Bir adam Hz. Peygamber’e geldi, dedi ki:
– Ey Allah’ın Rasûlü! Annem aniden vefat etti, vasiyetini yapamadı. Sanıyorum konuşabilseydi sadaka verecekti. Ben onun adına sadaka versem acaba bunun ona bir faydası dokunur mu?
Hz. Peygamber (sav): – Evet, dokunur, cevabını verdi. [6]
Yine biri sahabi peygamberimize:
– Ey Allah’ın Rasûlü! Babam hayli yaşlı, binitinde oturamıyor. Onun yerine ben hac yapabilir miyim?
Hz. Peygamber (sav) bu soruya da yine “evet yapabilirsin” şeklinde cevap verdi.
Birinin amelinden başkalarının yararlanabileceğine dair deliller çoktur. Bunlardan biri de Peygamberimizin ümmetine yapacağı şefaattir.
Meleklerin yerdekilere dua ve istiğfar etmeleri de bir başka delildir.
“Ölülere Kur’an okunmaz” diyenler, şefaati de inkar etmektedirler. Bu konuda da büyük yanılgı içindedir.
Söylediğim delillerden anlaşılıyor ki cenaze namazından nasıl ölü fayda görüyorsa, duadan, sadakadan, hacdan okunan Kur’an’dan da öyle fayda görür. Bunların hepsi üzerinde ehl-i sünnetin icması vardır.
Çünkü Kur’an bir ahlak, bir hukuk, bir bilim, bir yönetim kitabı olmanın yanında aynı zamanda bir dua ve davet kitabıdır. Öncelikle diriler için gönderilmiştir. Bu doğrudur, lakin Kuran’ın diriler için gönderilmesi, Müslüman olarak ölmüş kimselerin istifadesine de engel değildir.
Özetleyecek olursak Peygamberimiz Kur’an okunduğu zaman her harfine 10 sevap verilir. Biz ölülere Kur’an’ın manasını değil, sevabını armağan ediyoruz, ölüye dua edilir. Kur’an’da buna değil olarak haşr süresini 10. ayetine bakabiliriz.