Hasan Çamoğlu
Korona Şehidi Dr. Yavuz KALAYCI’ya…
İkisi de küçük, iki kız çocuğu ekranda babalarına el sallıyorlar.
Kızlardan biri: “Baba ne zaman geleceksin?” ve o şarkı:
“Sen gel diyorsun. öf öfff! Ben gelemem diyorum.”
Geride iki yetim kız çocuğu bırakan sevgili Kalaycı, gözün arkada kalmasın!
Evlatların milletin bağrındadır.
Hasan-Bilge ÇAMOĞLU.
* * * * * * * * * * *
DOKTOR KADRİ BEY VE OĞLU TEĞMEN MUSTAFA
Çanakkale Savaşları’nda doktorların önüne bedeninin her birinden bir parçasını kaybetmiş yüzlerce yaralı geliyor. Doktorlar şahadete yakın olanlara müdahale etmiyor. Yetmiyor gayretleri gece gündüz uykusuz kalmalarına rağmen. Bu durumda olanlara “götürün” diyorlar.
Bu anlardan birinde yüzü gözü parçalanmış bir yaralı geldiğinde doktor, bakar ki umut yok “götürün” deyince kahramanımız bu sesi tanır ve aralanan dudakları arasından bir ses, “baba” der. Baba, oğluna buğulu gözlerle bakar; “götürün, gölge bir yere götürün” der. Sonra da diğer yaralılarla işine devam eder.
Doktor o günün sabahında ancak vakit bulur, oğlunun yanına gider. Bakar ki oğlu çoktan ruhunu teslim etmiştir.
Biliyor musunuz; Çanakkale Savaşları’nda şehit olduğu yerde yalnızca Doktor Kadri Bey’in oğlu Teğmen Mustafa’nın mezarı vardır.
* * * * * * * * * * *
İkinci Dünya Savaşı yıllarında öğrenim görmek için Avrupa’ya bir öğrenci gönderilecek. Yapılan sınavda iki kişi birinci olur. Biri Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğlu Can, öbürü Gazi.
Bakan, kendi oğlu yerine Gazi’yi gönderir. Sonrası bu Gazi dünyaca ünlü beyin cerrahi Prof. Gazi Yaşargil’dir. Oğlu da ünlü şair Can Yücel’dir.
* * * * * * * * * * *
Dr. Kadir Beyin oğluna torpili sadece “gölge bir yere götürün” olur.
Hasan Ali Yücel’in de torpili oğluna değil Gazi’ye olur. Sırf kendine laf söyletmemek için. Bunlar da olmasa bu sisli dünyamızda nasıl rahat nefes alırız ki!