Mustafa Arı
Salât ve selam dini yönden birçok hüküm ifade eder. Ayet-i Kerime’ye göre Cenâb-ı Hak Kur’an’da:“Muhakkak ki Allah ve Melekleri, Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’ya (s.a.v) hep salât ederler. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin, selam edin. (O’nun şanını yüceltmeye özen gösterin) İçtenlikle selam edin. (Ona esenlik dileyin).”(Ahzab suresi, 56)
Peygamber Efendimize salât ve selamlarımızla hürmetlerimizi arz etmek Farz-ı ayndır. Ömürde bir kere olsun Peygamberimiz (s.a.v)’e salât ve selam getirmek farzdır.
Hadis-i Şerif’te:“Bana Salâvat okuyan kimseye melekler Salâvat okur. Bana Salâvatı devam ettirdiği süre meleklerin ona Salâvatı devam eder.”
Bu duruma göre Salâvatı ister çok ister az okusun.
Cuma günü ve gecesi. Hacca giderken ve gelirken. Kutsal yerleri ziyaret ederken.Kulak çınlaması zamanı.Abdestin başında ve sonunda.Sabah akşam onar kere.Her hayırlı işten önce ve sonra.Hatimden sonra.Zikre başlamadan önce.Tövbe anında.Sıkıntı anında.Uykudan önce ve sonra.Yemekten önce ve sonra.Bir meclisten kalkınca.Unuttuğumuzu hatırlamak istediğimiz anda.Nikâh ayrılırken salat okumak müstehaptır.
Peygamberimiz (S.A.V. ):“Allah bana iki melek müvekkel kıldı. Ben bir Müslümanın yanında anıldığımda bana salâvat getirdi mi iki melek ona: “Allah seni bağışlasın” derler. Allah’u Teâla ve diğer melekleri de o iki meleğe cevaben: “Amin” derler.”
Peygamberimiz: “Yeryüzünde Allah’ın seyyah melekleri vardır. Onlar ümmetinin selamını anında bana ulaştırır.”
Efendimiz’in üzerine çokça Salâvat getirelim.
Efendimiz (s.a.v) buyuruyor: “Bana Salâvat okuyan için sırat üstünde büyük bir nur olacaktır. Bir kimse sırat üstünden geçerken nur ehli olunca cehennem ehli olmaz.” (Sahih-i Buhari Müslim)
Salavat getirmenin bir çok faydaları vardır;
Salâvat getiren Allah’ın rahmetine mazhar olur. Cennette Peygamberimiz (SAV)’e yakınlığa vesile olur. Ezandan sonra yapılan salâvat, Peygamberimizin şefaatine sebep olur. Salâvat duaların kabul olmasına vesile olur. Feyzin artmasına ve ibadetlerin kabulüne sebep olur. Kişinin manen derecesi yükselir. Salâvatla kişi, Peygamberimiz (s.a.v)’e sevgisini ispat etmiş olur. Dünya ve ahiretteki ihtiyaçlarının giderilmesine sebep olur. Küçük günahların temizlenmesine vesile olur. Fakirliğin önlenmesine ve gitmesine vesile olur. Sıkıntı ve stresin gitmesine sebep olur. Salâvat getiren, unuttuğunu hatırlar. Salâvat getiren nifaktan kurtulur.
Nisa Suresi 69 ve 70’inci ayetlerinde de şöyle buyurulur: “Allah’a ve Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem efendimize itaat edenler, işte bunlar, Allah’ın kendilerine nimet verdiği Peygamberlerle, Sadıklarla, Şehitlerle ve iyi kimselerle, beraberdirler, Bunlarsa ne güzel birer arkadaş İşte itaatkârlara yapılan bu ihsan Allah’tandır.”
Allah’ın (c.c) ayetlerine inanmayan, itikat etmeyen bedbaht insanlar hakkında Nisa Suresi 14’üncü ayetinde şöyle buyuruyor: “Kim de Allah’a ve Peygamberine isyan eder, Şeriat hükümlerini çiğneyip geçerse, onu da içinde ebedi olarak kalmak üzere ateşe koyar. Onun için, rüsvay edici, aşağı düşürücü bir azap vardır.”
Gerçekten inancımızda sadıksak, Allah’u Zülcelali sevip rızasına ermek için, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimiz’in de şefaatine nail olmak için inancımızı göstermek lazımdır. Zira seven sevdiğinin ismini çok söyler. Biz de eğer, sevdiğim dediğimiz Allah’u Zülcelalin ismini anıp, Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in de üzerine çok Salâvatı Şerife getirebiliyorsak o zaman sözümüzde sadıkız, demektir.