Bir sokak röportajında Suriyeli sığınmacının, “Asgari ücretli ölsün, şeriat gelsin!” sözü ortalığı karıştırdı.
İYİ Parti Bursa İl Başkanı Dr. Mehmet Hasanoğlu, bir sokak röportajında; “Ben ayda 25 bin TL kazanıyorum ve vergi ödemiyorum. Asgari ücretli ölsün!” diyen Suriyeli sığınmacının, aslında acı gerçekleri Türk halkının yüzüne haykırdığını ve bu ülkenin beka sorununa dikkat çektiğini vurguladı.
Kamuoyunda haklı olarak infial yaratan cüretkar açıklamanın sığınmacıların özellikle seçim sonuçlarından büyük cesaret bulduklarını ve fütursuzca davranmaya başladıklarını belirterek, “Tanık olmaktan ötürü Türk insanını kahreden bu cüretkarlık ve densizliğin geldiği boyut, önümüzdeki süreçte çok tehlikeli bir toplumsal çalkantılar yaşayacağımızın göstergesidir.” dedi.
İYİ Parti İl Başkanı Dr. Mehmet Hasanoğlu, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamasında şunları kaydetti: “Sosyal medyaya düşen bir Suriyeli sığınmacının geldiğimiz noktayı gözler önüne tüm çıplaklığı ile seren açıklamaları, milletimizin de yüreğine adeta kor ateşi gibi düştü. ‘Ben ayda 25 bin TL kazanıyorum ve vergi ödemiyorum. Asgari ücretli ölsün!’ diyerek söze başlayan ve ülkemizde düşük ücretle çalışmak zorunda kalan vatandaşlarımızı hakir gören, küstah bir tavırla milletimizi aşağılamaya kalkışan Suriyeli sığınmacı, aslında ülkesinin geleceğiyle ilgili kaygılanan duyarlı halkımızı asla şaşırtmadı, sadece haklı olarak toplumun pek çok kesiminde büyük infial yarattı.
Hele bir de “Türkiye’ye artık şeriat gelmelidir!” şeklinde bir cümlesi var ki, bunların asıl niyetlerini şimdiden dışa vuran tam bir ibretlik faciadır.
Sokak röportajını izleyip de bu açıklamalara tanık olmaktan ötürü Türk insanını kahreden bu cüretkarlık ve densizliğin geldiği boyut, önümüzdeki süreçte çok tehlikeli bir toplumsal çalkantılar süreci yaşayacağımızın göstergesidir. Sığınmacılar meselesi Türkiye’nin bir numaralı sorunudur ve gelecekte de büyük problemleri beraberinde getiren, ülkemizin bekasıyla ilgili en önemli konudur.
Sayılarının kaç olduğunu kimselerin bilmediği Suriyeli, Afgan, Iraklı, Pakistanlı milyonlarca sığınmacının birliğimiz, beraberliğimiz için son derece büyük bir tehdit haline geldiği aşikardır. Telafisi olanaksız olaylar ve gelişmeleri önleyebilmek için geri kabul anlaşmasının yeniden gözden geçirilip iptal edilmesi, belli bir program dahilinde herkesin ülkelerine geri gönderilmesi elzemdir.
Bu millet bu vatanı kolay kazanmadı. Şehit kanlarıyla sulanan bu toprakları, ne olduğu belirsiz sığınmacıların sahiplenmelerine bırakılması demek, Türk insanının sabrını zorlamak, ateşle oynamak demektir. Bizden söylemesi.”