Dündar Özseçen
14 Mayıs 2023 tarihinde ülkemiz kendini 5 yıl süreyle yönetecek yeni kadrolarını seçmek üzere sandık başına gidecek. Yüce Rabbim çıkacak ve alınacak sonuçların şimdiden vatanımıza ve milletimize hayırlar getirmesini nasip etsin.
14 Mayıs Türk siyasi hayatında çok önemli bir günün de adıdır. Cumhuriyetimiz kurulduktan sonra tek partili yönetim anlayışından çok partili siyasi yaşama 14 Mayıs 1950’de geçilmiştir ve bu geçiş milattır. 9. Dönem Milletvekili Seçimleri’nin yapıldığı günün adıdır. Bu seçimlere yeni kurulan Demokrat Parti, Millet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi katılmıştır. Yapılan seçimler sonucunda 27 yıllık tek parti yönetimi sona ermiş, iktidar milletin oylarıyla el değiştirmiştir. Milletin tercihi ise Demokrat Parti’den yana olmuştur. O günlerden bugüne ülkemiz ve yüce Türk milleti çok partili demokratik sistemle yönetilmeye başlamıştır. Türk demokrasisi dünden bugüne zaman zaman askeri darbelerle kesintiye uğramış olsa da, milletin kendi iradesine sahip çıkması neticesinde güçlenerek yoluna devam etmiştir. Ve söz hep milletin olmuştur.
Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir! İnşallah 14 Mayıs 2023’te de bu sarsılmaz irade sayesinde milletimiz sandık başına gidecek, kendi gücünün dışında bu ülkeyi yönetme yetkisini kendi iradesiyle seçime katılan siyasilere teslim edecektir. “Yaşasın halkın iradesi, yaşasın demokrasi” alkışlarıyla muhalefet ya da iktidar seçimin galibi olacak, sonunda milli irade kazanacaktır.
Mevcut iktidar kazanırsa milletten aldığı yeni güç ve destekle yoluna devam edecek, kaybederse milletin kararına saygı gösterip yönetimi muhalefete devredecektir. Bu işte kırılmak darılmak olmaz. Milletimin eşsiz demokrasisi, deneyimi ve ferasetine saygı gösterilmelidir. Kaybedenler kazananı tebrik edip kutlamalıdır.
Ülke yönetiminde siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurları ve olmazsa olmazlarıdır. Siyasi partisiz bir demokrasi asla olamaz. Çünkü ülkeyi yönetme iddiasındaki fikir ve düşünceler siyasi parti kurumsalında ortaya çıkar ve toplumla buluşup geniş halk kitlelerine ulaşır. Bu şekilde iktidar olup toplumdan aldığı destekle ve teveccüh ölçüsünde güçlenirler. Onun için siyasi partiler, düşünce ve fikirlerin halka ulaştırıp yayılmasını sağlayan kuruluşlardır. Siyasi partiler zaten daha kuruluş aşamasında devletimizin yasaları ile verilen örgütlenme müsaadesi sonucunda siyasi yaşamlarına başlarlar ve o yasalar çerçevesinde yollarına devam ederler.
Siyasi partilerin devleti en güzel bir şekilde yönetmek, millete en iyi hizmeti vermek iddiası dışında kendi fikirleri doğrultusunda başka bir amaç ve gayeleri asla olamaz. Siyasi partiler birbirlerinin rakibi olabilirler ama asla birbirlerinin düşmanı olamazlar, olmamalılar. Çünkü varoluş amaçları vatana millete hizmet etmektir. Bütün uğraş ve çabaları Türkiye Cumhuriyeti’nin devletine, onun milleti ile birlikte Dünya Milletler Cemiyetleri içerisinde dimdik var olma mücadelesini desteklemektedir. O nedenle Ne mutlu Türk’üm diyene, yaşasın Cumhuriyet!
Artık her şey söylendi, bütün vaatler verildi, bütün taşlar döküldü. Son viraja girildi. Her şey milletin gözü önünde. Mevcut iktidar Cumhur İttifakı bugüne kadar yaptıklarını teminat gösterip bundan sonra yapacaklarını anlatıyor. Muhalefet kanadı ise iktidarın yanlışlarını ve yapamadıklarını ortaya koyarak, farklı fikirler ve çözüm önerileri sunuyor ve bu şekilde yönetime gelip iktidar olma mücadelesini kıyasıya sürdürüyor. Bakalım milletten yetkiyi kim alacak? Sonuçta dünyanın sonu değil. 14 Mayıs 1950’de ne olduysa, sonunda demokrasimiz ve milletimiz kazanacak. Rabbim hayırlara vesile etsin.
Cumhur İttifakı da biziz, Millet İttifakı da biziz, Ata İttifakı da biziz, Memleket Partisi de biziz… Önemli olan Rabbim devletimize zeval vermesin. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ilelebet payidar kalacaktır inşallah. Unutmayalım ki sandıklar gelip geçecektir. 14 Mayıslar 1950’de ilkti, 2023’te de son olmayacak.
Haydi milletim, haydi Karacabey’im sandığa…!