İsmail Hakkı Özsarı
Sevgili okurlarım bu yazıyı şunun için kaleme alıyorum.
Tarih bilimi; geçmişten ders alıp kendimizi geleceğe hazırlamak içindir. Eğer tarihi olayları ve bu olaylar içinde yer alan kahramanları yerli yerine oturtamazsak hata yaparız. Öğrencilik yıllarımdan beri tartışılır: Sultan Vahdettin, vatan haini miydi? Yoksa vatansever miydi?
Bana göre her iki kavram da görecelidir. Yani kişilere göre değişir. Olaya nereden ve nasıl baktığınıza bağlıdır. Şimdi sıralayacağım tarihi olayları dikkatle okuyun ve kararınızı kendiniz verin.
1- 24 Kasım 1918 tarihli İngiliz gazetesi Daily Mail Gazetesi’nde Sultan’ın demeci yer alıyor. “İngiliz milletine beslediğim sevgi ve hayranlığı babam Abdülmecit’ten miras aldım.”
2- 16 Aralık 1918 padişah ve hariciye vekili adına Karadeniz Orduları Komutanı Milne’yi ziyaret eden Dr. Sami, İngilizlere şöyle der; “Türkiye’nin idaresini mümkün olduğu kadar çabuk elinize alın.”
3- 10 Ocak 1919; İngiliz Yüksek Komiseri Caltrophe, Londra’ya gönderildiği gizli mesajında şunları söylüyordu: “Padişah bütün umudunu İngiltere’ye bağladı. İstediğimizi tutuklamaya razı. Yeter ki halifelik makamında kalsın.”
4- 19 Ocak 1919, İngiliz Yüksek Komiser Vekili Amiral Webb, Londra’ya gönderdiği mesajında; “İstediğimiz her şeye el koyuyoruz. Politikamız süngünün keskin ucuna dayanıyor. Padişah bizi buraya yerleştirmek istiyor.” diyor.
5- 30 Mart 1919, Sadrazam Damat Ferit, Padişahla birlikte hazırladığı İngiliz Mandası’nı isteyen öneriyi İngilizlere sunuyor.
6- 13 Mayıs 1920, Sultan Vahdettin Aznavur isyanına katılanları ödüllendirir.
7- 24 Mayıs 1920, Vahdettin, İstanbul Divan-ı Harbi’nin, Mustafa Kemal, Ali Fuat Cebesoy, Halide Edip Adıvar hakkında verdiği idam kararını onaylar.
8- 27 Mayıs 1920, Sultan Vahdettin, Mareşal Fevzi Çakmak hakkında verilen idam kararını onaylar.
9- 15 Haziran 1920 yine Sultan Vahdettin; İsmet İnönü, M. Fehmi Gerçeker, Refet Bele, Rıfat Börekçi (Ankara Müftüsü), Bekir Sami, Celalettin Arif, Y.Kemal Tengirşenk, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Fahrettin Altay hakkında verilen idam kararlarını onaylar.
10- 14 Temmuz 1920, Kuvay-i Milliye’ye katılan subayların ölüme mahkum edilmesini onaylar.
11- 28 Temmuz 1920, Sadrazam Damat Ferit, İngiliz Yüksek Komiseri Roberk’e; “Kürtleri Mustafa Kemal’e karşı kullanın.” önerisini yapar.
12- 10 Ağustos 1920, Sevr Antlaşması’nı onaylar.
13- 6 Mart 1922, Londra Konferansı’na hazırlanan Türk Heyeti’nin gizli bilgilerini ve belgelerini İngilizlere iletir. Belgeler, heyet Başkanı Yusuf Kemal Tengirşenk’in çantasından çalınmıştır.
1 Kasım 1922’de Saltanat kaldırılınca, 17 Kasım 1922’de Vahdettin İngiliz General Harrington’a başvurarak yardım ister. Aynı gün Malay adlı bir İngiliz Savaş gemisi ile ülkeden kaçar. Önce Malta’ya oradan Mekke’ye gider. 1926 yılında San Remo’da vefat eder.
Sevgili okurlarım; bütün bunları okuduktan sonra şimdi şapkanızı önünüze koyup bir düşünün. Vahdettin elbetteki düşman tarafından yetiştirilmiş, onlardan para alıp karşılığında vatan hainliği yaparak ülkesini satan bir Sultan değildi. Ancak; şurası da bir gerçek ki, Mustafa Kemal’le İngilizler arasındaki tercihini İngilizlerden yana kullandığı da aşikardır. Varın kararınızı kendiniz verin.