İYİ Parti Bursa İl Başkanı Dr. Mehmet Hasanoğlu, “Her seferinde ‘geliyorum’ diyen, her felakete adeta davetiye çıkaran ve yaşanılan her felaketi de ‘takdiri ilahi’ söylemine sığınarak açıklayan, akli melekelerini neredeyse yitirmiş, bilimsellikten uzak, çağ dışı bir zihniyetin, maalesef ‘tedbir’ gerçeğini reddetmiş, salt ‘kaderci’ yaklaşımlarının kurbanı oluyoruz.” dedi.
Bursa’da Deprem Gerçeği ve Acil Eylem Planı konulu basın açıklamasını, Bursa’nın Sıcaksu bölgesinde başlatılan konut ve işyeri inşaat projesini protesto ederek yapan İYİ Parti İl Başkanı Dr. Hasanoğlu, “Bilim insanları; Marmara’da enerji birikiminin olduğunu, yakın bir gelecekte bugün yaşadığımız büyük felaketten kat be kat yıkıma neden olacak bir devasa deprem yaşamamızın kaçınılmaz olduğuna hemen hemen her gün vurgu yapmıyorlar mı? Tabi ki yapıyorlar. Peki biz ne yapıyoruz? Maalesef arkamda gördüğünüz gibi altında tam 80 derecelik termal su kaynağı olan bu yumuşak zemin üzerine beton yığınları yapmaya devam ediyoruz!” şeklinde konuştu.
Araştırmalara dayalı alınması gereken önlemlerin ve yapılması gerekenlerin madde madde sıralandığı, İYİ Parti Bursa İl Başkanlığı’nın açıklaması şöyle: “Kıymetli Hemşehrilerimiz; hepimizin kalbi, 6 Şubat tarihinde meydana gelen ve 11 ilimizde büyük bir felakete yol açan Kahramanmaraş depremiyle bir kez daha sarsıldı. Şu ana kadar resmi rakamlara göre 44 bini aştığı açıklanan, gayri resmi rakamlara göre ise çok daha yüksek olduğu bilinen can kayıplarımız içimizi acıtıyor, güzel ülkemizin yüz milyarlarca liralık maddi ve manevi kayıplarıyla yüreklerimiz dağlanıyor.
Acı olan şu ki; Her seferinde ‘geliyorum’ diyen her felakete adeta davetiye çıkaran ve yaşanılan her felaketi de ‘takdiri ilahi’ söylemine sığınarak açıklamaya cüret eden, akli melekelerini neredeyse yitirmiş, bilimsellikten uzak, çağ dışı bir zihniyetin, maalesef ‘tedbir’ gerçeğini reddetmiş, salt ‘kaderci’ yaklaşımlarının kurbanı oluyoruz. Hepimizi üzüntüye boğan, onarılmaz acılara sevk eden deprem gerçeği ile ne yazı ki bir kez daha karşı karşıya kaldık.
Hiçbir zaman inkar etmediğimiz ve bizim yol göstericimiz olan bilim insanlarının hepsi yıllardır bas bas bağırmıyor muydu? Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinin merkez üssü olacağını söyleyerek, meydana gelecek depremin şiddetini bile tahmin ederek, neredeyse nokta tarifi yapmadılar mı? Yine aynı şekilde bugünlerde de, Bursa’nın da içinde bulunduğu Marmara depreminin de tetikleyicisi olacak, Kuzey Anadolu Fay Hattı’na dikkat çekmiyorlar mı?
Şimdi vereceğimiz şu rakamlara lütfen çok dikkat edin kıymetli dostlar!
Maraş depremi 160 bin km2’lik alanı kapsadı. Burada km2 başına 25 yapı düşüyor ve ortalama 125 kişi yaşıyor. Kuzey Marmara’da ise her an beklendiği söylenen depremin, 5 bin km2’lik alanı kapsayacağı tahmin ediliyor. Burada ise km2’ye 340 Yapı düşüyor ve tam 3 bin kişi yaşıyor. Bölgemizde nasıl bir yıkım ve can kaybı olacağını varın siz tasavvur edin artık!
İşte bu nedenledir ki, bilim insanları; Marmara’da enerji birikiminin olduğunu, yakın bir gelecekte bugün yaşadığımız büyük felaketten kat be kat yıkıma neden olacak bir devasa deprem yaşamamızın kaçınılmaz olduğuna hemen hemen her gün vurgu yapmıyorlar mı? Tabi ki yapıyorlar.
Peki biz ne yapıyoruz?
Maalesef arkamda gördüğünüz gibi altında tam 80 derecelik termal su kaynağı olan bu yumuşak zemin üzerine beton yığınları yapmaya devam ediyoruz! O sebepledir ki, biz bugün burada; “Tabakhaneler bölgesinde, Bursa’yı termal turizm şehri yapacak bir proje gerçekleştireceğiz” diyenlerin, Bursalıların gözlerinin içine baka baka yalan söylediklerine ve tamamen rant amaçlı beton bir kent inşa ettiklerine şahitlik ediyor, tarihe not düşüyoruz.
Üstüne üstlük, bu ayıplı yalanın sahipleri, tıpkı Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Alinur Aktaş örneğinde olduğu gibi, bugünlerde çıkıp, ‘Bursa deprem tehlikesini ancak bizim kontrolümüzde yapılacak kentsel dönüşüm projeleriyle bertaraf edebilir’ diyerek de hiç utanıp sıkılmadan akıl almaz bir pişkinlik sergiliyorlar.
Yazıklar olsun!
Bir yıl önce yine burada İYİ Parti Bursa İl Teşkilatı olarak yetkilileri uyarmış, ‘Bursa’ya yeterince kötülük yaptınız. Bundan bari vaz geçin, Sıcaksu bölgesine kıymayın, bu projeyi iptal edin’ diye haykırmıştık.
Bugün bir kez daha sesleniyoruz; ülkemizde olup biten felaketlerden ve yarın Bursa’da olacak muhtemel felaketlerden ders alın ve bu inşaatları derhal durdurun. Siz durdurmazsanız, zaten yakında bu kenti yönetecek olan bizler durduracağız. Gelin yol yakınken bu yanlıştan dönün. ‘Hata, bir kere yapılırsa hatadır. Aynı hata ikinci kez yapılırsa tercihtir, daha da ısrar edilirse alışkanlıktır’ diye bir söz vardır. Sizin hatalarınız bini aştı, alışkanlığı da geçti, maalesef tedavisi mümkün olmayan bir ‘rant histerisi hastalığına’ dönüştü. Ne diyelim, Allah ıslah etsin!
Tam da bu noktada, ‘Bursa’nın Acil Eylem Planı nedir ve Bursa Depreme Hazır mı?’ sorularını sormak istiyoruz. Maalesef bu soruların hiç birinin cevabını bilmiyoruz. Bildiğimiz tek gerçek Bursa halkı olarak biz depreme hazır değiliz.
Ben İYİ Parti İl Başkanı olarak değil, Bursa’da yaşayan, baba olan, eş olan, anne babasından sorumlu olan, abi olan, yani kısaca 3 milyon 100 bin Bursalı hemşehrimizden biri olan, sade bir vatandaş Dr. Mehmet Hasanoğlu olarak ben depreme hazır değilim diyorum. Çünkü yetkililer bana deprem ile ilgili hiç bir sorumluluk yüklemedi.
Sonrasında da önemle vurgulamak isteriz ki;
1- Kapsamlı bir ‘Plan Değişikliği Yönetmeliği’ yapılıncaya kadar Belediye Meclislerinin, fonksiyon değiştirici veya kütle artışı içeren plan değişikliği şeklinde karar almaları acilen durdurulmalıdır.
2- İnşaatlarına başlanmış olan yapılar da dahil tüm inşaat faaliyetlerinde, çatı vizesine kadar yani kaba inşaatı bitene dek, büyüklüğüne göre tam yada yarı zamanlı mühendis/mimar ünvanlarında şantiye şefi istihdam zorunluluğu mutlaka getirilmelidir. Binaların girişlerine inşaatı yapan müteahhit, mimar ve şantiye şefinin isimlerini gösteren plakaların yapıştırılması zorunlu hale getirilmelidir.
3- Diri fay hatları mevcut 1/1000 uygulama imar planları üzerine tekniğine göre acilen işaretlenmeli ve fay hatları üzerine rastladığı görülerek değişiklik yapılması gerekenlerin ise yine acilen plan değişiklikleri yapılana kadar yürütmeleri durdurulmalıdır.
4- Çekiçleme etkisi nedeniyle Bitişik Nizam yapılanma koşulları yeniden düzenlenmeli, bu durumdaki mevcut arsalarda ise bitişiğindeki mevcut binalarla kat tabliyeleri aynı seviyede olacak şekilde ruhsatlandırılmalıdır.
5- Yaşanması olası afet ve diğer kriz anlarında güvenli tahliye dönemine kadar acil ihtiyaçlarını karşılayabilecek, özel araçlarını park edebilecek şekilde İmar planlarında düzenleme ortaklık payından (DOP) elde etmek suretiyle ‘Toplanma Merkezleri’ acilen oluşturulmalı, mevcut planlarda ise Belediye Hizmet Alanı olarak ayrılan yerlerden uygun olanların bu amaca yönelik tahsisleri yapılmalı, bu alanlara ana şebekeden bağımsız elektrik, su, gaz, iletişim vb. hatlar çekilmeli, bir köşesinde alet, jenaratör, projektör vb. donanım konulacak depolar inşa edilmeli, Doktor-hemşire-hastabakıcı-vb personelin rahatlıkla konuşlanabileceği alanlar yaratılmalı, su basmanı yapılmış, mümkünse helikopter pistlerinin bulunduğu ergonomik ve ilçelerin durumuna göre optimum sayıda barınma alanı oluşturulmalı ve kamusal koordinasyon sağlanmalıdır. Ayrıca, olası bir deprem sonrası barınma amaçlı farklı ilçe ve mahallelerimizdeki çadır alanlarının yer seçiminde multidisipliner yaklaşımda bulunulmalıdır.
6- Bursa’nın tarihi kent merkezi dışında son 20-25 yıldır yeni imar planlarıyla yapı stoğu ve nüfusun arttığı, bu yapıların bir çoğunun inşaatını yetkin olmayan mühendis ve ara elemanların yaptığı, mühendislik ve yapı denetim firmalarının hizmetinden yoksun kaldığı ve tarihi Bursa kent dokusunda risk bulunan düzensiz ve yaşlı konutlar çoğunlukta olduğu hepimizce bilinmektedir. Bu nedenle herhangi bir afet veya deprem olması beklenmeden, yasal düzenlemesi de ivedilikle yapılarak hastane, okul, sağlık ocağı, yurtlar gibi kamu binaları ile mühendislik hizmeti almamış 30-40 yaş üzerindeki konutlardan başlamak üzere teknik heyet marifeti ile (jeoloji, jeofizik, inşaat, afad ve belediye yetkilisi gibi) yapı güvenlik belgesi sistemi oluşturulmalı, dijital kayıt sistemi ile de bu kontroller tapulara dahi işlenmelidir. Kontrolü geçemeyen binalar acilen boşaltılmalı ve gerekli tedbirler alınmalıdır. Yine bu bağlamda, binlerce öğrencimizi ve akademisyenlerimizi kaybetmemek adına özellikle, 1970’li yıllarda yapılan Uludağ Üniversitesi dahilindeki eskimiş fakülte binaları ile diğer yüksekokul bina ve yurtları mutlaka kontrol ettirilmeli, gerekirse yapılacak geçici prefabrik dershanelerde eğitime devam edilmek suretiyle depreme dayanıksız olanlar acilen yenilenmelidir.
7- Bursa’da yeni imara açılan ve tarıma elverişli Bursa ovasının mikro ölçeklide olsa sıvılaşma potansiyeli ve taşıma gücü düşük alanların olduğu gerçeği unutulmamalı, bu özellikteki bölgelerimizdeki yapılaşmalarda. betonarmeden ziyade daha hafif nitelikteki ahşap, çelik vb. yapılar teşvik edilmeli, ruhsatlandırma sürecinde ve ruhsat harçları vb. maliyetlerinde kolaylıklar sağlanmalıdır.
8- Sağlıksız yapılarda ikamet eden vatandaşlar, teşvik edici yasal uygulamalarla TOKİ veya uluslararası inşaat yapı yönetmeliğine uygun ve denetimlere tabi özel yapı firmalarının çok hızlı bir şekilde yapacakları konut alanlarına taşınmalı, yeni yapılacak konutların inşası için TOKİ ile Dünya Bankası ve Uluslararası yapı denetimi standardındaki firmalara yetki verilmeli ve Mesleki Yeterlik Sertifikası olmayan ara eleman çalıştırılmamalıdır.
9- Deprem ve doğal afetlere dayanıklı farklı illerde yeni yerleşim alanları ve onlara yakın lokasyonlarda organize sanayi bölgeleri ile intansif tarım alanları oluşturularak Bursa’dan çalışan nüfusun önemli bir bölümünün bu bölgelere kaydırılması teşvik edilmeli, şehrimizdeki tarımsal niteliği korunması gereken alanların ise sınırları zeminde belirli şekilde işaretlenmeli ve bu alanlarda toplulaştırma, sulama, direnaj, ulaşım gibi teknik altyapılar tamamlanarak endüstiriyel tarıma elverişli rantabıl hale getirilmelidir ki bu alanlardaki yapılaşma baskısı da ortadan kaldırılmalıdır.
10- Deprem sırasında uygun davranış biçimini sergileyebilmek için (paniksiz ve az hasar alacak şekilde) tüm ailenin gerek AFAD, gerekse sosyal yayın ve videolar aracılığı ile uygulamalı olarak ailece tatbikat yapmaları sağlanarak toplumumuz bilinçlendirilmelidir. Ayrıca, vakit kaybetmeksizin tüm eğitim ve öğretim müfredatına deprem ve doğal afetler ivedilikle eklenmeli, Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığının koordinesinde belirli aralıklarla habersiz tatbikatlar yapılmalı, Üniversitelerimizde de mevcut afet ve acil yönetim bölümlerinin eğitim ve öğretim programları uygulamalı yapılmalı, yaşadığımız bu tür afetlere hazır hale getirilmesi için maden mühendisliği bölümlerinden destek alınmalıdır.
11- İl AFAD Müdürlük personellerinin meydana gelen afetlerde kendileri ve aileleri de afetzede durumuna düşeceği göz önüne alındığında AFAD İl Müdürlükleri aynı afet riskinde olmayan ve ulaşım vb. bakımından uygun komşu illerde eşleştirme yapılmak suretiyle teşkilatlandırılmalı ve buna göre eylem planları hazırlanmalı, eşleşen şehirlerdeki personellere eşleştikleri şehirleri tanımaları bakımından gerekli eğitim ve geziler tertip edilmelidir. Ayrıca AFAD personellerinin, afet bölgelerinde çalışmalara aktif biçimde destek veren STK ve gönüllülerle koordinasyonu sağlanmalıdır.
Bunlar İYİ Parti Bursa İl Başkanlığı olarak bizim ekip arkadaşlarımız ile birlikte gerekli uzmanlardan dışarıdan da destek alarak hazırladığımız ve Bursa’yı yöneten erklere acil eylem planı önerilerimizdir. Bizim atladığımız, ön göremediğimiz veya eksik kaldığımız Bursa’nın Deprem Acil Eylem Planına yönelik tespitlerimiz de olabilir. Bu sebeple de Bursa’yı yönetenleri acilen gerekli Akademik odalar ile, STK’lar ile, Üniversiteler ile bir araya gelmeye ve Bursa’nın afet konusundaki kurtuluş reçetesini hep birlikte ortaya koymaya ve eyleme geçmeye burada sizin huzurunuzda davet ediyoruz.”