Karacabey Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Nuri Karaca, kırmızı et ve kuru soğanda yaşanan fahiş fiyat artışlarının diğer tarım ürünlerinde de yaşanabileceğine dikkat çekerek, “Uyarılarımıza rağmen uygulanan yanlış tarım politikaları, önümüzdeki günlerde tüm tarım ve hayvancılık ürünlerinde büyük fiyat artışlarına neden olabilir.” dedi.
Fiyat artışlarındaki başlıca nedenin bilinçsiz ve öngörüsüz ithalat ve ihracat uygulamaları olduğunu vurgulayan Karaca, “Ülkeler bu uygulamaları arz ve taleplerine göre gümrük vergileri ve fonlarla yaparlar. Türkiye yıllardır birçok üründe ‘0’ (sıfır) gümrük vergisi uygulayarak ithalat yapmakta, ihracatta ise arz fazlası olan ürünlere teşvik vereceğine kısıtlama getirmektedir. Bu da tarım ve hayvansal ürünlerin fiyat arzını çiftçi ve tüketici aleyhine bozarken, devleti de büyük bir vergi kaybına sokmaktadır. Bu nedenle cari açık artmakta, ülkemiz çok ihtiyacı olan döviz kaybına uğramaktadır.” diye konuştu.
Devletin çiftçiye daha çok sahip çıkması, liyakatli kadrolarla ve daha rasyonel tarım politikaları ile tarım ve hayvancılık sektörünün ayağa kaldırılması gerektiğinin altını çizen Karacabey Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Nuri Karaca, yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Kırmızı etteki fiyat artışı, gümrük vergisi almadan önüne gelen ülkeden ithalat yapılmasından kaynaklanmıştır. Ülkemizde et ve süt fiyatları çok düşük kalmış, zarar eden aile işletmeleri sektörden çekilmiş ve büyük arz açığı ortaya çıkmıştır. Hayvancılık dünyanın en zor yapılan sektörüdür. Bu işi bir defa bırakan insanlar bir daha bu işe dönemezler.
Sütün fiyatının, neredeyse devlet tarafından çok düşük olarak belirlenmesi nedeniyle milyonlarca dişi materyal kesime gitmiş, ‘anası olmadan danası olmaz’ kaidesi işlemiş, besi işletmeleri besi materyali bulamamaktan bir bir kapanmıştır. Üstelik tamamen dışa bağımlı olduğumuz yem hammaddelerinin kur artışı ile inanılmaz rakamlara ulaşması kırmızı et fiyatlarında büyük bir artışa sebep olmuş, önümüzdeki aylarda daha da yükselmesi kaçınılmaz olmuştur.
Kuru soğan fiyatlarının artma sebebi ise geçen yıl hasat zamanında anlaşılmaz bir nedenle ihracatın yasaklanmasıdır. İhracat yasağı ürünün tarlada kalmasına neden olmuş, soğanını 50 kuruşa dahi değerlendiremeyen çiftçi tarlalarını sürmüş ve soğan ekmeyi bırakmıştır. Arz düşünce ekonominin kuralları işlemiş, fiyatlar yükselmiştir.
Aynı durum şimdi de domates ve salçada yaşanmak üzeredir. Türkiye’de çok büyük bir döviz geliri sağlayan domates ve salçanın ihracat kısıntısına tabi olması, domates üretim alanlarının azalmasına yol açacak, bu da büyük bir rekolte kaybına sebep olacaktır.
Ülkemizde yılda 3 milyon ton endüstri domatesi üretilmekte, bunun 1 milyon tonu Karacabey ve Mustafakemalpaşa ilçelerinde yetiştirilmektedir. Üretilen bu domateslerden 350 bin ton salça yapılmaktadır. Türkiye’nin yıllık salça ihtiyacı 180 bin tondur. Çok kaliteli olan domates salçanızın 170 bin tonu ihraç edilmektedir. Bu ürüne ihracat teşviki verileceğine, ihracat kısıtlaması söylentisinin bile olmaması lazımdır. Sığınmacılarla beraber 100 milyon kişiyi daimi, 50 milyon turisti geçici olarak doyurmaya çalışan çiftçimize daha çok sahip çıkılmalı, liyakatli kadrolarla, daha rasyonel tarım politikaları ile bu sektörün ayağa kaldırılması acilen gerekmektedir.”