İsmail Hakkı Özsarı
Sevgili okurlarım, yazıma başlarken önce şunu söyleyeyim, genellemeler daima yanlışa götürür. Burada yazdıklarımın yüzde yüz doğru olduğunu iddia etmiyorum. Elbette istisnalar vardır. Her ne kadar istisnalar kaideyi bozmaz dense de ben yine de genellemelere pek itibar etmem.
Ancak bugüne değin yaşadıklarımı ve okuduklarımı sentezlediğimde kadınların erkekler hakkındaki düşüncelerine ilişkin az çok bir fikir sahibi oldum diyebilirim. Katılırsınız, katılmazsınız hepinize saygı duyarım.
Erkekler;
1- Pohpohlanmaktan hoşlanır…
Erkek pohpohlanmaktan hoşlanır. Hele gücünü, erkekliğini, zekâsını överseniz ve bu nedenlerle herkesin kendisini çok beğendiğini söylerseniz zevkten dört köşe olurlar.
2- Sevdiğini söylemez, kızdığını söyler…
“Seni seviyorum karıcığım” diyen erkek çok azdır ama kızdığında kızgınlığını söylemeyen erkek hemen hemen yok gibidir.
3- Suskundur…
İlk tanıştığınızda bülbül gibi olan bir erkek zaman geçtikçe ağzındaki lafı kerpetenle alacağınız duruma gelir. Siz ne kadar konuşursanız konuşun, dinler gibi görünse de aslında dinlemez.
4- Bencildir…
Kendini çok önemser. Adeta dünyanın merkezi olarak görür. Hep son sözü kendisi söyler ve onun dediği doğrudur. Her şeyin kendi dediği gibi olmasını ister.
5- Bizim demez, benim der…
Araba onundur. Oğul onundur. Kız onundur. Evdeki eşyalar onundur. Bizim sözcüğünü unutmuş gibidir. Daima “benim” der.
6- Ailesinin (özellikle de annesinin) ağzına bakar…
Evlenmeden önce fikirlerine hiç itibar etmezken evlendikten sonra anne babasının istekleri, düşünceleri hayatına yön vermeye başlar.
7- Gözü hep dışarıdadır…
Çapkınlığıyla gününü gün ederken bıyık altından hafifçe gülümsemeyi ihmal etmez. Ama kadın başka bir erkeği beğendiğini dillendirecek olursa sinirden küplere biner.
8- Hem ilgisiz hem de kıskançtır…
Size karşı ilgisini belli edecek hiçbir şey yapmaz ama başka bir erkek tarafından göreceğiniz ilgi ve iltifat karşısında sinirden küplere biner. Giyiminize, makyajınıza hatta oturup kalkmanıza bile karışır.
9- Hastalandığında çok mızmızdır…
Hastalandığında oflamaya puflamaya başlar. Sözüm ona o güçlü (!) erkek gitmiş yerine hastalıktan ve ölümden çok korkan, hastalığını olabildiğince abartan biri gelmiştir. Ama kadın hastalansa hemen canı sıkılır. Kadının hastalığını önemsizleştirir. Hatta ona kızar.
10- Başkalarının söyledikleri hep daha önemlidir…
Siz ne söylerseniz söyleyin önemi yoktur. Başkalarının dediğine daha çok değer verir.
Sevgili kadınlar, bu yazdıklarımı eşinizle birlikte okumamanızı tavsiye ederim. Muhtemelen kabullenmeyeceklerdir. Hatta aranızda ufak tefek tartışmalar bile çıkabilir.
MÜKEMMELİYETÇİLİK MUTLULUĞUN DÜŞMANIDIR
Eğer mükemmeliyetçiyseniz, kendinizden daima mükemmeli beklersiniz. Sizin için en küçük başarısızlık bile ölümden beterdir. Her zaman iyi görünmek, iyi hissetmek, en iyisini yapmak zorundasınızdır.
Mükemmelin altına biraz düşmek cehennem ateşi gibidir. Sizin için hedefler bitmez. Birine ulaştığınızda, hemen bir başkasına yönelirsiniz. Böylece kendinizi hiçbir zaman zirveye ulaşmış olarak göremezsiniz. Çünkü zirve de mükemmellik de göreceli kavramlardır. Önemli olan bu kavramları nasıl algıladığınızdır.
Zamanla hayatınız zevksiz, tatsız, tuzsuz monoton bir yürüyüş bandına döner. Mutlu olmak istiyorsanız; mükemmeliyetçilikten vazgeçip, vasat olabilme cesaretini göstermelisiniz. Mükemmel bir yanılsamadır. Kâinatta öyle bir şey yoktur. Mükemmel diye bir şey olmaz. Dünyanın en büyük yalanıdır. Mükemmeliyet zenginlik vaat eder. Sefalet getirir.
Mükemmel için ne kadar çok çabalarsanız o kadar çok hayal kırıklığına uğrarsınız. Çünkü bu soyut bir kavramdır. Her şeye daha yakından ve eleştirel bakıldığında daha iyi bir hale getirebileceğini fark edersiniz. Mükemmeliyetçiyseniz ne yaparsanız yapın, kaybetmeye mahkûmsunuz. Vasatlık da başka türlü bir yanılsamadır. Ancak iyi huylu bir aldatmacadır. Bire on veren bir kumar makinesi gibidir. Yine de siz kendinizi vasat olmaya çok fazla kaptırmayın.
Vasat olmanın mutluluğuna alışık olmayabilirsiniz. Zira bir aslan ancak avladığı kadar eti yiyebilir. Biz yine de mükemmeliyetçiliğin avantajlarını ve sakıncalarını anlatalım. Mükemmeliyetçiliğin Avantajları; İyi işler çıkarabilirsiniz. Sıra dışı işler başarmak için çok çalışmayı denersiniz. Sakıncaları; Sizi çok gergin yapar. Risk almaktan alıkoyar. Kendinizi çok eleştirmenize neden olup yaşamdan zevk almanızı engeller.
Hayatınızda her zaman mükemmel olmayan bir şey olacağı için bir türlü gevşeyemezsiniz. El freniniz daima çekilidir. Sizi başkalarına karşı hoşgörüsüz yapar. Çok arkadaşınız olmaz. Ne demişler “Kusursuz arkadaş arayan, arkadaşsız kalır.,, Yanılmaktan korktuğu için, yeni şeyler deneme cesaretinden alıkoyar. Sonuçta daralır, sıkılır ve depresif biri olup çıkarsınız.