Mahiye Morgül
Geçen yıl mavi balinalı 1. Sınıf Türkçe kitabı basmış yazmış olan bir yayınevinin 2018-2019 basımı 2. Sınıf Türkçe kitabında masallarda anlatılan cadı ile cadı kazanı resmi yer almıştır.
Kitabın yazarlarını ve yayınevini veremiyorum, çünkü yayıneviyle mahkememiz devam ediyor.
Kitabın künyesinde, “2018-2019 MEB programına göre düzenlenmiştir” şeklinde bir ifade yer almakta, ancak MEB’den onay alındığına, basım tarihine ve kaç adet basıldığına dair bilgi bulunmamaktadır.
Kitabın bir sayfasında, kelime yazma ödevi ile cadı kazanı görseli birlikte resmedilmiştir. Bir Türkçe ders kitabında yer alan böyle bir görselin aynı sayfada yer alan diğer görselleri ve yazıları nasıl olumsuz etkileyeceğini, hepsini birden nasıl kötü enerji alanına çekebileceğini açıklamaya çalışacağım.
– Cadı kazanı görseli “Çanakkale” yazısının altına getirilmiştir.
“Çanakkale” gibi gurur ve özgüven verici bir ismin hemen altına yapılan bu görsel yaydığı kötü enerji nedeniyle hem Çanakkale adını bu görselin negatif etki alanına sokmaktadır.
– Kaynayan kazan ile cadı masallarına gönderme yapılmaktadır. Kazandan taşan yeşil sıvı ile verilen mesajda bu kazanda zehirli yılanlar akrepler çıyanlar ve zehirli böcekler var denilmektedir. Kazanda görülen beyaz iki göz ise bu kazanda insan var şeklinde mesaj vermektedir. Yukarıdan sarkan örümcek ise, burası izbe bir yerdir, imajı vermektedir. Çocuk, böyle bir atmosferde Türkçe ödevi yapmaya itilmiştir.
– Kelimeleri gösteren kurbağacık; “bu kazanın adını da okuyun” demektedir.
Böylece CADI KAZANI kelimesi çok daha etkili biçimde çocuğun belleğine sokulmaktadır.
– Çocuk, doğal olarak resimle ilgili bir yazı okuyacağını düşünecek ve yazıyla resmi zihinsel eşleştirme yapacaktır.
Burada çocuğun dikkati, yazma ödevinden ziyade, cadıya ve cadı kazanına gider ve aklı ana konudan uzaklaşır. Bu yolla, çocuğun konuya vereceği dikkat sabote edilmiş, çocuğa yüksek dozda korku enjekte edilmiştir.
Tam bu noktada katıldığı TV programlarında Doç. Dr. Oytun Erşan’ın alt beyin üst beyin ilişkisini açıklarken söylediği durum görülüyor; üst beyin bulandırılarak zayıflatılırken alt beyindeki korku ve saldırganlık (hayvan beyni) beslenerek yukarıya çıkartılmaktadır.
Böyle bir sayfa tasarımıyla öğrencinin dikkati dağıtılmakta, aynı anda ona korku enjekte edilmektedir. Hukuken bu durum, Çocuk Koruma Kanunu’na aykırı olup çocuğun eğitim hakkını gasp etmektir, hatta eğitim hakkını kötüye kullanmaktır.
– Aynı sayfada TİLKİ panik halinde kaçarken, FİL en büyük hayvan olmasına karşın korku içerisindedir. Bu resimlerle öğrenciye korku ve panik davranışı yüklenmektedir.
– Küçük görsellerde akla ziyan tuhaflık hissi veren çizimler bulunmaktadır. Örneğin arabanın camları karanlık ve orantısız yüksektir, ayakkabının teki kayıptır, gömleğin içinde insan varmış gibi kalıplı resmedilmiştir… Bunlar algıyı zorlayıcı görsellerdir.
– Ayrıca; sınıf öğretmeninin bu ödevi kontrol etmediği, kitabı kullanan öğrencinin yazım yanlışları (ayak-kabı, ara-ba, uçur-tma gibi) düzeltilmemiş olarak görülmektedir.
Çocuğu boşluğa baktırmak
Kitabın her sayfasında görülen alt çizgideki çimenlik zemin nedeniyle tüm yazıların havaya yazıldığı mesajı verilmektedir. Eğitsel kuraldır, havaya, buluta, suya ve boşluğa yazı alanı açılmaz, çünkü algılanabilir değildir.
Doç. Dr. Oytun Erşan’ın belirttiği gibi, ayağı yere basamama hali insana düşme korkusu verir. Bu korkular doğuştan getirdiğimiz korkulardır.
Benzer şekilde, kitap boyunca tüm bulmacalar havada bulutların önüne yazılmış olup boşlukta görüntüsü verilmiştir, hepsi hatalıdır. Yayınevinin 1. Sınıf Türkçe ders kitabında mavi balinayı uçarken resmettiği gibi. Çocuklar bu yolla doğal yaşam alanlarını birbirine karıştırmaya itilmekte; uçmak, suda yürümek, gökkuşağının üzerinde yürümek, gökkuşağından düşmek, bulutlara basmak gibi yaşam dışı alanları sezemez hale gelmektedirler.
Böyle görselleri olan kitapları ders kitabı olarak çocuğun önüne koymaya devam edersek sonuçlarına katlanmak zorunda kalırız. Tehlike sanıldığından da büyüktür.