Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Barış Pınarı Harekâtı’nda şehit olan askerlere ve sivillere Allah’tan rahmet dileyerek açıklamasına başlayan Koçak, Mehmetçiğin bölgede huzur ve barışın gelmesi noktasında çok hassas ve kararlı olduğunu ifade etti.
Koçak, Barış Pınarı Harekâtı’nda devlet ve millet olarak beraber bulunduklarını dile getirerek, “Bu süreç birlik ve beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğumuz anlardan birisidir. Bu birlikteliğin sürekli olması ve hiç kimsenin yaşanan hadiselere partizanca yaklaşmaması önemlidir. Milletimiz arasında oluşan birlik ruhuna zarar gelirse, bu zararı ortaya çıkaranlar mesuldür. Bu operasyon üzerinden kim siyasi rant elde etmek isterse aziz şehitlerimizin ruhunu incitir. Saadet Partisi olarak iktidarı bu konuda uyarmayı vazife olarak görüyoruz. İktidarın bu konuda kullandığı dil bizi endişelendiriyor. Millet ve Cumhur İttifakı söylemi ülkemize hiçbir fayda sağlamaz. Eğer bahsedilecek bir husus var ise biz bu süreçte sadece ‘Türkiye İttifakı’ndan bahsetmeliyiz. Bizim şu an en çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte bundan bahsetti. Umarız tekrar bahseder.” dedi.
Dünyada ve bölgemizde yaşanan olaylara itina ile yaklaşılması gerektiğinin altını çizen Koçak, açıklamasına şöyle devam etti: “Özellikle ABD ve İsrail’in hedeflerini gözden ırak tutmamalıyız. Bu sadece bizim bildiğimiz bir husus değildir. Bütün dünyanın bildiği bir konudur. ABD ve İsrail, Ortadoğu üzerindeki planlarını açık bir şekilde ifade ediyor. İsrail bunu Arz-ı Mev’ud olarak duyuruyor. Bölgede küçük devletler oluşturmak istiyor. ABD ise bu plana Büyük Ortadoğu Projesi diyor. İki konuyu bu bölgede işlemek istiyorlar. Birincisi ırkçılık, diğeri de mezhep farklılığıdır. Geçmişe baktığımızda bu bölgede ırkçılık üzerine bir devlet inşa edilmemiştir. Türk, Kürt, Çerkez, Boşnak, Arnavut ve Laz hepimiz biriz. Hepimiz bu ülkenin evlatlarıyız. Bu farklılıklarımızı zenginlik olarak görmeliyiz.”
Emperyalist ülkelerin yeni planları devreye koyduğunu dile getiren SP İlçe Başkanı Koçak, “Özellikle gençler savaşın acılarını yaşamadıkları için çok farklı eğilimlerin içine giriyor. İster YPG ister PYD deyin ama biz, bunları Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olarak görmüyoruz. 1071’de Alparslan’a en büyük desteği Kürtler vermiştir. Sultan Abdühamid Han döneminde kurulan Hamidiye alayları Kürtlerden oluşmuştur. Güvenliği onlar sağlıyordu. Hemen onun arkasından da İstiklâl Harbi Kürt kardeşlerimizle birlikte yapılmıştır. Bu süreçten sonra birtakım hatalar yapılmış olabilir. Ancak bu noktada Kürt ile Türk etle tırnak gibidir. Artık oynanan oyunda son perdeye geldik. Bu oynanan son perdede Ortadoğu yeniden şekillenecektir. Kimse düşünmesin burada kurulan küçük devletler tek başına hareket edecek. Artık İsrail eski politikalarını unuttu. Kendi sınırlarında bile kalmak istemiyor. Bizim aklımızı başımıza almamız gerekiyor. Heyecanla devlet yönetilmez. Evet, heyecan önemli ancak kararlar sükûnetle alınmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Suriye’nin kuzeyinde devam eden Barış Pınarı Harekâtı ve Kıbrıs’a huzur getiren Kıbrıs Barış Harekâtı’yla ilgili skandal sözlerine tepki gösteren Koçak, “KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yaptığı açıklama talihsiz bir açıklamadır ve millet olarak bizleri üzmüştür. Ama onun hemen arkasından KKTC Başbakanı Ersin Tatar’ın açıklamaları Kuzey Kıbrıs halkının hislerine tercüman olmuştur. Akıncı’nın açıklamaları bize üzüntü vermiştir. Ve Akıncı, Kıbrıs’ta şehit olan Mehmetçiğimizin akan kanını yok saymıştır. Akıncı’nın bu konuşmasını anlamak gerçekten mümkün değil. 1974 Barış Harekâtı bölgemiz için önemli bir harekâttır. Kıbrıs Barış Harekâtı ABD’ye karşı tavır alınabileceğinin en büyük göstergesidir.” dedi.
Türkiye’nin, ABD ve İsrail’e güvenmemesi gerektiğine vurgu yapan Koçak, “Bugün dost, yarın düşman. Bugün düşman, yarın dost. Böyle bir ülke ile ittifak yapmak sadece boş bir hayalden ibaret. Kendi ayaklarımız üzerinde durmalıyız. Biz Kıbrıs Barış Harekâtı’nı ABD’ye karşı yaptık. Arkasından gelen ambargoya cevaben ABD’nin tüm üslerini kapattık. Ve ardından ağır sanayi hamlesi başlattık. Yine aynı şekilde bizim bir ağır sanayi hamlesine ihtiyacımız var. Kendi ekonominiz kendi ayağının üstünde durmak zorunda. Size parçaları vermedikleri takdirde siz o makineyi veya silahı kullanamazsınız. Ağır sanayi hamlesinin önünü kesemedikleri için darbe yaptılar. Alenen söylüyoruz. Kim ne dersin desin. Ne oldu 1980’den sonra, her şey kesildi. Kim destekliyordu o kargaşayı, yine dış güçler. Ne oldu da bir ihtilalle her şey düzeldi. Onun ardından ağır sanayi hamlesi bir anda bitirildi. Bu noktada şahsiyetli bir dış politika izlenmesi gerekiyor. Evet, şartlar zor ancak ama esas olan zoru başarmaktır. Siyonist mihraklar bir araya gelmemiz için şartları zorlaştırıyorlar. Bu mücadeleyi kısa sürede başarışa ulaştırmalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
Koçak, Milli Görüş Hareketi’nin 50’nci yılını idrak ettiklerini hatırlatarak, şunları kaydetti: “Milli Görüş bugünlerde 50’nci yılını yaşıyor. Merhum Erbakan Hocamız bundan tam 50 sene önce 12 Ekim günü TBMM’ye girmişti. Milli Görüş davasının ilk tohumu toprakla buluşmuştu. Şunu unutmamalıyız ki, bizim Milli Görüş davamız, Sultan Alparslan, Selahaddin Eyyubi, Fatih Sultan Mehmet ve Sultan Abdülhamid Han ile Çanakkale, Sarıkamış, Kıbrıs’ta verilen şehitler bu hareketin geçmişini yansıtır. Bunun sonu da Milli Görüş Hareketi’dir. Bu sebeple biz bu süreci iyi anlamalıyız. Biz Milli Görüşçüler olarak çok büyük problemlerle karşı karşıya kalsak bile ülkemizin mayasını Milli Görüş’ün temsil ettiğine inanıyoruz. Bir gün bize görev verildiğinde manevi değerlerimizin ihya edilmesi, maddi kaynakların ağır sanayi ve yüksek teknoloji ile taçlanması, şahsiyetli bir dış politika izlenerek kendi haklarımızı savunacak bir oluşumu kuracağız. Eğer biz bunu gerçekleştirirsek, o zaman Erbakan Hoca’nın elini kürsüye vurup ‘bana ne Amerikan’dan’ sözünü söyleyebiliriz.”