Vatan Partisi Karacabey İlçe Yönetim Kurulu toplantısı sonrası alınan karar ve görüşleri kamuoyuyla paylaşan İlçe Başkan Rıfat Narhın, “Gerçek gündem yerine dayatılan başka gündemler, Türkiye Cumhuriyeti’nin zaman ve enerji kaybına neden olunuyor. Hükümeti uyarıyor, meclisteki muhalefeti dayatılan gündeme alet olmamaya çağırıyoruz.” dedi.
Narhın, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizin gerçek gündemi ekonomik zorluklar, artan işsizlik, koronavirüs salgını, terör, FETÖ tehlikesi, Mavi Vatan Savunması ve Fırat’ın doğusunda sıkıntılar iken, iktidar sürekli yanlışlar yapmaya, çözüm yerine ayrıştırmaya, liyakatsizliğe prim tanımaya ve destek vermeye devam ediyor. Muhalefet ise, Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarları yerine NATO ve ABD’nin dolayısıyla İsrail ve Yunanistan’ın çıkarlarını dillendirmeye devam ediyor. Ekonomik zorluklara ve artan işsizliğe karşın hükümetin kıdem hakkına el uzatmaya ve emekçinin ekonominin temeli olduğunu yok sayarak sosyal güvenliği arttırmak yerine gasp etmeye kalkışması, ülkemizin ekonomik gönencinin düşünülmemesi demektir.
Koronavirüs salgını varken, ülke içinde birliğe gereksinim varken Çoklu Baro girişimi ayrıştırıcı ve bölünmeye prim sağlayan bir dayatmadır. Çoklu Baro uygulaması; dinci, bölücü barolara, mezhepsel ve vatan düşmanı cemaat ve tarikat barolarına yol açacaktır. Böyle bir girişim ülke bütünlüğü ve ulus birliğine karşı yeni oluşumlar sağlayacaktır. PKK terörü ve FETÖ tehlikesi, Fırat’ın doğusunda terör devleti ve Mavi Vatan Savunması varken, Ayasofya üzerinden siyaset yapmaya, sanal kahramanlar yaratmaya çalışmak aymazlıktır. Ayasofya, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliği altındadır, yeniden fethe, fatih yaratmaya gereksinim yoktur. Fatih Sultan Mehmet fethetmiş, saltanatın emperyalizme teslim ettiği İstanbul ve Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk tarafından sonsuza dek Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarına alınmıştır. Ayasofya hakkında karar vardır, müzedir. Bu haliyle Türkiye Cumhuriyeti’nin turizmine çok daha büyük katkısı vardır. Ayasofya’nın ibadete açılması ile daha çok dindar, açılmaması ile din dışı olunmayacağına göre bu konuda konuşmak ülkemizin dinamizmini azaltır. Kanal İstanbul bir ütopyadır ve çevre felaketine neden olacaktır. Egemenlik haklarımızın üzerinde konuşulmasını sağlamak milli bir anlayış değil, gayri milli bir anlayıştır ve tıpkı İş Bankası CHP hisselerinin konuşulması gibi akıl dışı girişimdir.
AKP Hükümeti’nce yapılan liyakatsiz atamalar sorun çözmek yerine ülkemizi yeni sorunların pençesine itmektedir. Sığ dinci düşünce, akıl ve bilimden uzak atamalarla Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkarlarına, enerji ve zamanına, Milli Devlete zarar verilmektedir. Bu güruh ulusumuzun ortak değerlerine saygısızlık ve düşmanca tavır içindedir. Yetersiz, donanımsız ve bilgisiz insanlarca işgal edilmiş makamlar, ulufe makamlar, yandaş makamlar Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçeği olamaz, olmayacaktır. AKP içindeki çıkarların ve görüşlerin Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkar ve Milli Devlet anlayışı karşısında zerre kadar değeri yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin milli reaksiyonu bunlara izin vermeyecek, mahkum etmekten çekinmeyecektir.” ifadelerine yer verdi.