Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu; Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanları’na ayrı ayrı yanıtlaması istemiyle soru önergeleri verdi. Türkoğlu, “Kamu yatırımları yapılırken esas olan; tarım ve ormanlık alanlar ile doğa ve çevreye zarar verilmemesi, iklim değişikliklerine yol açılmaması, bu konularda gerekli tüm özenin gösterilerek, yaşamsal değerlerin korunup kollanmasıdır. Toplumun ortak kıymeti olan verimli arazilerimiz ve ormanlarımız aynı zamanda en büyük milli varlıklarımızdır. Dolayısıyla hiç bir kamu yatırımı, milli varlıklarımızı feda edecek denli değerli olamaz.” dedi.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, şu soruları iletti:
“1- Bursa’da Yüksek Hızlı Tren inşaatının hafriyatının, ‘döküm sahası’ olarak belirlenmeyen; orman, tarım, hazine ve şahıs arazilerine dökülmesiyle ilgili olarak bilgi sahibi oldunuz mu?
2- Söz konusu YHT inşaatının hafriyat işlerini alan Çelikler İnşaat firmasının döküm yaptığı, Kestel’e bağlı Gölbaşı Mahallesi’nde bulunan 857 Ada 1 Parsel’ de bulunan arazinin orman vasfını taşıdığı doğru mudur? Doğruysa ilgili firmaya uygulanan herhangi bir müeyyide var mıdır? Yoksa ne tür bir yaptırım söz konusu olacaktır?
3- Tam 6 milyon 141 bin metrekare büyüklüğündeki bu bölgede hafriyat dökmek için kaç ağaç feda edilmiştir? Bölgedeki tünel inşaatlarından çıkan ve söz konusu ormanlık alana dökülen hafriyat miktarı bugünkü tarih itibarı ile rakamsal olarak kaç milyon metre küpe ulaşmıştır? Bunun hukuken ceza olarak karşılığı nedir? Bu bedeli ödetmeyi düşünüyor musunuz?
4- Hafriyatın, 861 Ada, 11 Nolu Parseldeki şahıs arazisine de döküldüğü, 8 dönümlük bu arazide 80 zeytin ağacının kesildiği, yer sahibinin açtığı davada faturanın, suçlu bulunan kamyon şoförüne kesildiği doğru mudur? Adı geçen hafriyat şirketinin yasal olarak yaptırımdan muaf tutulmasının açıklaması nedir? 5- Hafriyatın döküldüğü Gölbaşı Mahallesi sınırları içindeki arazilere, bilirkişiler tarafından ‘tarım yapılabilir’ raporunun verildiğinden haberiniz var mı? Tarım ve hayvancılık ile geçimini sağlayan, arıcılık yapan bölge halkının uğradığı maddi manevi zararın bedelini kim nasıl ödeyecektir?”