Avrupa tarihinin 2. Dünya Savaşı’ndan sonra şahit olduğu en büyük katliam olan Srebrenitsa Soykırımı’nın 24. yıldönümünde Bosna-Hersek’te ve dünyanın birçok ülkesinde bu yıl da çeşitli anma törenleri düzenleniyor. Bu kapsamda Karacabey Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği de, 9 Temmuz 2019 Salı günü Bosna savaşında şehit olan Boşnaklar için Karacabey Haşim Onur Camii’nde öğle namazında mevlit okutacak. Dernek Başkanı Cengiz Coşkun, düzenleyecekleri yarınki mevlit programına tüm Karacabey halkının davetli olduğunu duyurdu.
Kayıtlara “Modern Avrupa Tarihinin Kara Lekesi” olarak geçen Srebrenitsa Katliamı sırasında 8 binin üzerinde Boşnak erkeği öldürüldü. Srebrenitsa Soykırımı’nın üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen acılar hala taze ve katliamda hayatını kaybedenlerin neredeyse yarısının mezarına hala ulaşılamadı. Acılar bu kadar tazeyken katliamı gerçekleştirenlerin ise hala ceza almamaları, büyük tepki çekmeye devam ediyor.
Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Karacabey Bosna Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Cengiz Coşkun, katliamın yıldönümünde bir açıklama yaparak soykırımı bir kez daha kınadı. Coşkun, “Avrupa’nın ortasında ve tüm dünya kamuoyunun gözleri önündeki soykırımı asla unutturmayalım.” dedi.
Dernek Başkanı Cengiz Coşkun, şu ifadelere yer verdi: “Savaş sırasında Srebrenita kentinin ve 25 bin mültecinin güvenliği BM’de görev yapan Hollandalı askerler sağlıyordu. Hollandalı komutan Thom Korremans, 25 bin mülteciyi ve şehri bir gece yarısı Sırp askerlerine teslim etti. Sırp askerleri de, 8 bin 372 Müslüman Bosnalı kadın, çocuk, yaşlı, genç, erkek demeden canice ve vahşice öldürdü. Srebrenitsa katliamı, Avrupa’nın ortasında Bosna’daki bir avuç Müslüman nüfusa tahammül edemeyen ve bundan rahatsız olan Sırplar tarafından barbarca yapılan bir soykırımdır. Bu katliamın adı tarih sayfalarında Sırpların ve Avrupa’nın alınlarından silinmeyecek kara bir leke olarak tarihe geçmiştir. Görüldüğü gibi Srebrenitsa katliamı, insanlık tarihinin en trajik, en acı, en canice, en zalimce ve en vahşice yapılan bir soykırımdır. Bu soykırımdan, masum ve mazlum Bosna halkını Avrupa’da görmek istemeyen, bu katliama duyarsız ve seyirci kalan vicdansız toplumlar sorumludur. 24 yıl geçmesine rağmen toplu mezarlardan hala kemikler çıkmaktadır. Srebrenitsa katliamı 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da gerçekleşmiş en büyük toplu insan kıyımı olarak kayıtlara geçmiştir.
Srebrenitsa Katliamı, 11 Temmuz 1995 yılında Avrupa’nın ortasında ve tüm dünya kamuoyunun gözü önünde gerçekleşmiştir. Birleşmiş Milletler’in Srebrenitsa’yı güvenli bölge olarak ilan etmesine rağmen yardım talep eden Boşnaklar korunmamıştır ve maalesef 8 binin üzerinde Boşnak erkeği katledilmiştir. Özellikle Avrupa’da bu gibi alçakça işlenen cürümlerin artık geçmişte kaldığı düşünülürken; tüm dünya, sadece olup bitenleri seyretmekle yetinmiştir. Savaştan önce Srebrenitsa’da 30 binin üzerinde Müslüman yaşarken, şimdilerde maalesef 5 bin civarında Müslüman bölgede hayatlarını devam ettirmektedir. Zira Müslümanların çoğu, 1995 yılındaki savaşta ya katledildi ya da sürüldü.
Şu çok iyi bilinmelidir ki, yaşama ve bedensel bütünlük hakkı, başka kültürlere ve dinlere saygı gibi konular, tartışma konuları değildir. Bu hususta da herkes yükümlüdür. Ancak maalesef savaş suçu ve Srebrenitsa Katliamı da dâhil 11 ayrı suçun failleri olan ‘Bosna Kasabı’ Ratko Mladiç ve Karadziç, Lahey’deki Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nde hala yargılanıyor fakat maalesef bu konuda bir mesafe alınabilmiş değil. Aradan 24 yıl geçmesine rağmen evlatlarını kaybeden anne ve babalar ise, çocuklarının mezarını veya kemiklerini arıyor; onlara ait bir iz bulabilmek için çırpınıyor.
Dolayısıyla bu korkunç olayın ve olaylarda şehit edilen Müslüman kardeşlerimizin her yıl yeniden hatırlanıp, hafızalarda canlı tutulması, hepimizin görevi ve duyarlılığı olmalıdır. Avrupa tarihinin en ağır savaş suçlarından biri olarak tarih kitaplarında yerini alan Bosna – Hersek’te ve Srebrenitsa Katliamı’nda hayatlarını kaybeden tüm Bosnalı Müslüman kardeşlerime Allah’tan rahmet diliyorum. Acılarını paylaşıyorum. Soykırımın 24. yıldönümündeki bu vahşeti bir kere daha nefretle kınıyorum.”