Mustafa Arı
Yalan olmayanı olmuş, olanı olmamış gibi gösteren sözlerdir. Felaketin başlangıç noktasıdır. Kur’an-ı Kerim’de: “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki, Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın.” (Ahzab suresi: 70-71)
Yalancı, foyası meydana çıkasıya kadar, birkaç kişiyi kandırabilir. Fakat yalancının mumu yatsıya varmadan söner. Maalesef menfaatimiz ve gururumuz için yalan yollara başvuruyoruz.
Yalan dilin afetlerindendir. Yalan, Allah’ın gazabını celp eder. Allah: “Yalancıların vay haline!” buyuruyor. (Mürselat Suresi: 19)
Peygamberimiz de, “Yalan kötülüğe, kötülük cehenneme götürür. Yalan söyleye söyleye insan Allah katında yalancılar defterine yazılır. Yalan söyleyen güvenini, itibarını yitirir.”
Yalan, rızkı eksiltir. Yalan, cehennemliklerin özelliklerindendir. Yalan, münafıkların alametlerindendir. Yalanı devamlı söylen kimse, Allah katında yalancı yazılan kimsedir. Yalan yeminle malını satan kimse ile Allah ahirette konuşmayacaktır. Yalan toplumları ve fertleri felakete sürükler. Yalan şeytanın çerezidir. Yalan söyleyenlerin kabir azabı ve ahiret azabı şiddetlidir. Yalan söyleyen Allah’ı kızdırır ve şeytanı sevindirmiş olur. Yalancılar; alçak ruhlu kimselerdir. Yalancılar; insanlıklarını kaybeden kimselerdir. Yalancılar; korkak kimselerdir, her şeyden ve herkesten korkarlar. Yalan, bütün kötülüklerin ve çirkinliklerin başıdır.
Yalan üç yerde caizdir. 1- Harpte, 2- İnsanlarını arasını bulmada, 3- Kadının kocasına, kocanın da karısına karşı ailenin düzeni için söylediklerinde…
Bir Hadis-i Şerif’te; “Halkın arasını düzelten ve bunun için hayır niyetiyle söz ulaştıran veya hayır kasdıyla yalan söyleyen, yalancı değildir.”
Allah! Bizleri yalandan dolandan ve yanlışa sapmaktan, sözün yalanından, paranın haramından nefsimizi ve neslimizi korusun.
NESLİ KORUMAK
İslam’ın zaruri kabul ettiği hususlar şunlardır: Dinin, aklın, neslin, malın ve canın korunmasıdır. Bu yazımızda neslin korunmasından bahsedeceğim.
İslam dini İnsanlığın geleceği, ailelerin dünya ve ahiret saadet kaynağı, göz nuru olan neslin her türlü tehlikelerden korunmasını emreder. Kur’an-ı Kerim’de: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyunuz.”( Tahrim Suresi: 6)
Neslin Korunması için İslam’ın aldığı bazı tedbirler vardır.
İyi bir anne ve eş seçimi çok önemlidir. Ailenin helal rızıkla beslenmesi. Doğan çocuğa güzel bir isim koymak, mümkünse akika (nesike) kurbanını kesmek. Belirli yaşa gelince İslami eğitim vermek. Maddi ve manevi tehlikelerden korumak. Evlilik yaşına gelince meşru bir evlilik yaptırmak. Kötü alışkanlıklardan çocuğu korumaktır. Neslin korunmasında İslam’ın aldığı en önemli tedbirlerden biri zinanın ve zinaya giden yolların yasaklanmasıdır. Çünkü zina; Aile yuvasının kurulmasına, kurulan aile yuvalarının ise dağılmasına sebep olmaktadır.
Neslin korunması konusunda Müslümanlar ve toplumlar bana ne, beni ilgilendirmez, onlar ne yaparsa yapsınlar diyemez. Peygamberimiz: “Hiç bir baba (ve anne) çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir hediye vermiş olamaz.” buyurmuştur.
Çocuklar bizlere verilmiş bir imtihan vesilesidir. Rabbimiz bir ayette şöyle buyurmaktadır; “Biliniz ki mallarınız ve çoluk çocuğunuz birer imtihan vesilesidir. Allah katında ise büyük bir mükafat vardır.” Geleceğini düşünen insanlar, yarınların düşünen toplumlar çocuklarını milli ve manevi değerlere bağlı birer nesil olarak yetiştirmek zorundadırlar.