Saadet Partisi Karacabey İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, yaptığı basın açıklamasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Koçak, Suriye’de insani yardım çalışması yapan Kızılay aracına yapılan hain terör saldırısında şehit düşen Kızılay personellerine Allah’tan rahmet dileyerek açıklamasına başladı.
Koronavirüs sürecinin her alanda etkisinin hissedildiğini söyleyen Koçak, 21 Eylül’de ise kademeli olarak yüz yüze eğitim başlayacağı hatırlatarak, “Salgının seyri bu süreçte uzaktan eğitimin daha uzun süre gündemimizde olacağını gösteriyor. Fakat burada şu noktaya dikkat çekmek istiyoruz. Özellikle EBA TV üzerinden yapılan eğitimlerle alakalı sistem altyapısı tam oturmadığı için yetersiz olduğu ortaya çıkmıştır. Öyle ki bizlere gelen şikâyetler velilerin sisteme girişte yaşadığı sıkıntılar, sistemin yetersizliğinin çok ciddi boyutlarda olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Özellikle online eğitime ulaşmak için gerekli olan bilgisayarı, tableti, interneti hatta televizyonu olmayan ailelerin durumu en ciddi problem olarak karşımıza çıkıyor. Yaklaşık Mart ayından beri pandemi süreci başlamış olmasına rağmen, bu süreçte maddi durumu yeterli olmayan vatandaşlarımızın bu ihtiyaçlarının karşılanması yönünde iktidarın hiçbir adım atmamış olması hakikaten üzüntü vericidir.” ifadelerini kullandı.
Koronavirüsle birlikte eğitimde eşitsizliğin arttığına vurgu yapan Koçak, uzaktan eğitim için kullanılan teknolojik aletlerin de döviz kurunda yaşanan dalgalanmayla fiyatlarının arttığını belirterek, “Şimdi bu şartlar altında öğrencilerimizin verimli bir eğitim öğretim süreci geçirmesini nasıl bekleriz. Bizler burada devlete olduğu kadar, Vodafone, Türkcell ve Türk Telekom yetkililerine seslenmek istiyoruz; sizler de bu süreçte gelin elinizi taşın altına koyun, gerektiğinde mağdur öğrencilerimize ücretsiz internet alt yapısı sağlamak yolunda verimli bir adım atınız. Burada milyonlarca öğrencimizin yani ülkemizin geleceği söz konusu olduğunu unutmayalım. Umarım eğitimde yaşanan bu olumsuz atmosfer bir an önce çözülür ve öğrencilerimiz ile velilerimiz rahat bir nefes alırlar.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) toplanan milyarlarca liranın özel sektöre kredi olarak verilebileceği” sözlerine değinen Koçak, şunları söyledi: “İçinde bulunduğumuz pandemi süreci ve ekonomik kriz milletimizi her alanda sıkıntılı bir sürece soktu. Ne yazık ki iktidar ise millete destek vermek yerine IBAN atıp destek isteyerek ‘bu problemin üzerinden gelebilirim’ dedi. Türkiye’nin ekonomik bunalımını bundan daha iyi anlatacak bir tablo bulmak mümkün değil. Şimdi 90 yıllık birikimi mirasyedi evlat gibi elden çıkaran, bu milletin kefen parası olan ihtiyat akçelerini çarçur eden bu iktidar şimdi de, BES paralarına göz dikti. 154 milyar TL’ye ulaşan BES paralarını Cumhurbaşkanı Erdoğan kredi olarak dağıtılacağı mesajını verdi. Hem de bir müjde olarak. Bu iktidarın ekonomi anlayışı, elde olanı rant uğruna çarçur etmek oldukça hiçbir önlem işe yaramayacağını gördük. Bu karar Türkiye ekonomisinin yarasına merhem olmaz, yarayı daha da kanatır. Şimdiden çok açık bir şekilde uyarmak istiyoruz, BES paralarını lütfen ranta kurban etmeyin.”
Başkan Koçak, sosyal hastalıkların Kovid-19 salgını kadar tehlikeli olduğunu dile getirerek, sosyal hastalıklar toplumda arttıkça toplumun huzur ve refaha kavuşmasının mümkün olmadığını söyledi. Koçak, “Yüzlerce yıl önce sosyolojinin temellerini atan İbn-i Haldun bu hastalıkları şöyle özetliyor; ‘Dayanışma yok olursa, üretim zayıflar ve vergiler artırılırsa, ehliyet ve liyakate önem verilmezse, adaletsizlik yaygınlaşırsa, göç hızlanırsa! Felaketi bekle.’ Ne yazık ki, bugün ülkemizde İbn-i Haldun’un üzerinde durduğu bu hastalıkların tamamıyla karşı karşıyayız. Eğer ülkemizin ayağa kalkmasını hakikaten istiyorsak, bu hastalıklardan el birliği ile kurtulmak mecburiyetindeyiz.” diye konuştu.
Türkiye’de yeni bir dönemin mutlaka başlaması gerektiğine vurgu yapan Başkan Koçak, “İnsanlarımız artık, kutuplaştıran, kavga ve polemik üreten, gerçek gündemler konuşulmasın diye suni gündemlerle meşgul olan siyaset anlayışından bıkmıştır. Milletimiz artık kendi dertlerine derman olacak, herkesi kucaklayacak, çözüm üretecek bir siyasi anlayışı görmek istiyor; bir çıkış kapısı, bir umut arıyor. Bugün artık her kesimden insanın ortak talebi; ‘Yaşanabilir Türkiye’nin oluşturulmasıdır! Mademki problemlerimiz belli, o halde çözüm de az çok bellidir. Gelin bunu iktidarı ve muhalefetiyle birlikte ele alalım. 18 yıl iktidarda kalan bir anlayışın artık bu problemleri çözemeyeceği net ve açık bir şekilde görülmüştür. Burada bir güç birliğine ihtiyaç var. Bu noktada Saadet Partisi destek vermeyi önemsemektedir. Muhalefetiyle, iktidarıyla bu problemlerin içinden çıkmalıyız. Yaşanabilir Bir Türkiye’yi hedef almak bu yüzden hepimizin görevi olmalıdır. Hepimiz bu heyecanı duymalı, hepimiz birbirinin fikrinden istifade etmenin yolunu aramalıyız.” değerlendirmesinde bulundu.
SP İlçe Başkanı Zeynel Abidin Koçak, toplumsal hastalıklara karşı Saadet Partisi’nin reçetesini de açıkladı:
1- Toplumsak dayanışma artırılmalı, milletimiz arasında oluşan kamplaşma ve kutuplaşma hızla ortadan kaldırılmalıdır.
2- Üretime dayalı ekonomiye geçilmeli, üretime dönük olmayan israf kabul edilmeli tüm yatırımlar durdurulmalıdır.
3- Tarımsal üretim bir ülkenin milli güvenlik meselesidir, tarıma gereken destek verilmeli çiftçimiz ayağa kaldırılmalıdır.
4- Devletin her kademesinde ehliyet ve liyakat esas alınmalı, Türkiye bir parti devleti görüntüsünden mutlaka kurtarılmalıdır.
5- Adalet kamil manada tesis edilmeli, büyük adalet saraylarının inşası ile adaletin sağlandığı düşüncesinden vazgeçilmelidir.
6- Göç veren illere güç verilmeli, büyükşehirlerimizde oluşan nüfus yığılması tersine göçle rahatlatılmalıdır.”