Yılmaz Katran’ın Kaleminden
Dostlarım;
Uzun zamandan beri sizlerle irtibatımı sağlık sebeplerimden dolayı aksattım. İnsanın ne olacağını Allah’tan başka kimsenin yönlendiremediğini kabul edersiniz. Şu anda henüz sağlığıma tam olarak kavuşamadım ama ülkemizin bu seçimle nerelerde, nasıl yürüyeceğine dair bir makale yazmayı arzu ettim. Her şeyden evvel netice olarak hayırlı bir seçim oldu. Herkes nerelerde olduğunu gördü.
Seçimlerdeki sonuç 23 yıllık iktidarın ve parti kurup şan, şöhret peşinde olanlara çok güzel bir ders olduğuna inanıyorum. Bizden başka hiç kimse bu ülkeyi idare edemez zihniyeti çöktü. İktidarın biz ne yaparsak kimse itiraz edemez anlayışı son buluyor. Ülke insanını ikiye ayırma zihniyeti çöktü. 85 milyonun tek bir vücut olduğu net bir şekilde görüldü. (Seçim akşamı Sayın Cumhurbaşkanımızın kendi balkon konuşmasında defalarca 85 milyonun beraberliği için çalışacağını ifade ettiği için) bunu belirtmek istedim. Seçimlerden evvelki durumları hükümetin yaptıklarına polemik olmaması için değinmeyeceğim, onu yazmaya lüzum görmüyorum.
Bu seçimde en dikkat çekenlerin başında sadece başkan olayım diye parti kuranların nasıl hüsrana uğradığı ortaya çıktı. Eğer bu siyaset bezirganlarında bir parça utanma varsa derhal istifa ederek tabelalarını kaldırmalarını dilerim.
İkinci olarak gömlek değiştirir gibi siyasette yol değiştiren, kendilerine ikbal aramaktan başka bir şey düşünmeyen, bugün kara dediğine yarın beyaz demekte tereddüt etmeyenlerin de ipliği pazara çıktı. Bence Altılı Masa’dan sebepsiz kalkan, iki belediye başkanını başkanlığa aday göstermek için çırpınan partinin başkanına da dikkat çekmek istiyorum. Genel seçimin kaybedilmesine sebep olduktan sonra başkanlığa aday olarak gösterdiği Ankara ve İstanbul adaylarına bu seçimde düşman ülkesinden gelmiş gibi yerden yere vuran bu başkan acaba istifasını ne zaman açıklayacak diye bekliyorum. Bunun ülkesini huzur içinde görmeyi isteyen bir vatandaş olarak hakkım olduğuna inanıyorum. Bakın hiç bir suçlama yapmıyorum sadece bilinen ve görülen gerçekleri söylüyorum.
Üçüncü olarak da ülkemizin senelerce çalışarak vergisini, primini ödemiş, emeklilik hakkını kazanmış 16 milyon emeklinin, bir araya gelemediğinde sanki sadaka veriliyormuş gibi maaşlarına yapılan zam ufak bir seçim hareketidir. CHP’nin % 37.6 oy alarak birinci parti olmasını sağlamasıdır.
Allah sağlık versin bir gün çalışan herkes emekli olacak. Şu andaki emekliye yapılan bu zulüm reva mıdır? Devlet günlük hesaplarla idare edilirse olacağı buydu. Elbette ülkemizin otobanlara, köprülere, tünellere ihtiyacı var. Yapılması da lazım, buna hiç kimse itiraz edemez ama bu yükün altına girerken bütçeden ne gidecek, gelirler adaletle taksim edilebilecek mi diye geniş zamana göre hesap edilmezse bugünkü durumun ortaya çıkacağı hesap edilmeliydi. Devletten hiç para çıkmayacak, yapılan eserler kendi kendini ödeyecek denilerek tüm hesaplar buna göre yapılınca, birde geçiş garantili, dövizle ödenecek şartları kabulü ile akıl almaz bir çıkmaza girildi. Bu kambur uzun yıllar başımızı ağrıtacak gibi duruyor… Ne gibi bir çare bulunacak hayırlısı.
Uzun ayrılıktan sonra sizlerle yine sohbet beni sevindirdi. İnşallah yazılarımla görüşmelerimiz devam edecek. Bir de Karacabey’in yeni belediye başkanı hayırlı olsun. Ona zaman tanımak lazım. Desteğinizi esirgemeyin yardımcı olun ki iş isteyebilesiniz dostlarım.