AHMET AYGÜN ATA
1980’lerde işaret fişeği çekildi. Yüz yıllardır iç içe yaşayan insanlarımız sözde zulme uğruyormuş, sözde ayrıştırılıyormuş gibi dillendirilmeye başlandı.
On yıllardır yan yana oturduğumuz hatta sınıflarda aynı sıraları paylaşıp oydu, buydu, neydi düşünmediğimiz insanların o-bu-şu olduğu öğretildi.
O-bu-şu denilen insanlar birden, ‘siz bizi yok ediyorsunuz’ demeye başladı. İyi de biz insanların o-bu-şu olduğunu bilmiyorduk ki…
Derken siyaset ile ilgilendiği sanılan insanlar o bölge, bu bölge demeye, Türkiye Cumhuriyeti o bölgeyi bilerek geri bırakıyor denilmeye başlandı. O bölge, bu bölge denilen yerlerde yaşanılan zorluklarla aynısını yaşayan hatta daha kötü olan yerleri biliyorduk.
Dünyanın dört bir yanında, binlerce yıldır ‘Türk’ diye katledilen milyonlarca insan vardı. Zemin hazırlamak için soydaşlarımız şovla ‘gelsinler’ denilerek başlatıldı ilk göç dalgası. Sonra sıra peşmergelere getirildi. Sızma başladı. Getirilenler sığınmacı olarak adlandırıldı. Oysa getirilenler yaşadıkları ülkelerde ahlak ve birlik yapısını bozanlardı.
Coşmuştu insancıl siyasetçiler! Ülkemizin temel düzenini, kültürünü, barışını hedef alan cemaat-tarikat-aşiretlere sözde kültürel özerklik vermek adına dışarıdan hümanizm adına üretmeyip tüketen, yüceltmeyip alçaltanlara kapılar açıldı. Akın akın demokrasiye getiriliyorlardı! Suriye karıştırıldı, getirildiler. Afganistan karıştırılıyor, getiriliyorlar.
1990’ların başında dillendirilen demografik yapımıza saldırı adım adım uygulanıyor. Dünyanın en önemli noktasında Türk ve Türk kültürü yok edilmeye çalışılıyor. Her yol denendi. İç çatışma, kültürel özerklik, insan hakları…
Batıcı kafada olduğu söylenenler ise bu demografik yapımızı bozmanın silahsız teröristi!
Kapitalizm ve emperyalizm bunu tezgahlayıp milim milim işlerken, bizler yalnızca izliyoruz. Acıyarak acınır duruma düşürülüyoruz. Getirildiğimiz noktada artık içimizde bölgeselcilik yaptırılanlar ‘artık burada biz efendi, siz işçimiz olacaksınız’ diyor. Diğer ülkelerden gelenler ise, ‘Türkler defolun’ diyebiliyor. Herkes izliyor. Siyasetini güdenler zaten piyonluğunu yapıyor.
Murad Adji’nin kitabında şöyle bir tümce var: “Türkler yok edilişlerini, devletlerinin yıkılmasını izlemeyi hep bu insan yanlarıyla yaşadılar. Ve hâlâ akıllanmadılar.”
Bir Beyaz Türkler deyimi var. İçeriğini tam olarak kavrayamadım. İyi midir, kötü müdür çözemedim. Acaba yok ediliyoruz diyenlere mi atfediliyor bu tanım, yoksa demeyenleri mi inanın bilmiyorum.
Bildiğim, farkına varabildiğim tek şey var. Türk, Türklük, Türk Kültürü yok ediliyor.
Şu bilinmelidir ki, Anadolu hangi kapital grubun, hangi emperyalist grubun eline geçerse dünya kan gölüne dönecektir. Çünkü, Türkler sayesinde Anadolu, her insanın birbirini sarıp sarmaladığı yer olmuştur.
Bir başka ulus yoktur ki, bunu başarmış ya da başaracak olan…
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!