Mustafa Arı
Bizi yaratan, yaşatan Rabbimiz, bedenimizi ve sıhhatimizi bizlere emanet olarak vermiş, bu emaneti korumamızı emrederek bedenimize, sağlığımıza zarar verecek şeylerden korunmamızı istemiştir. Zararlı alışkanlıklar; sigara, alkol, uyuşturucu ve kumar bağımlılığıdır.
Kur’an-ı Kerim’de: “Ey İnananlar! İçki, kumar, putlar ve fal okları şüphesiz şeytan işi pisliklerdir, bunlardan kaçının ki saadete eresiniz.” (Maide süresi:90) Kur’an’ın pis, murdar, çirkin, zararlı diye nitelendirdiği haramlar, bir kerecik olsun denenmeye ve tadılmaya değmez şeylerdir.
İslamiyet, dini, aklı, canı, malı, nesli, muhafazayı bu beş şeyi korumayı emrediyor. Gerekli tedbirleri alarak kendimizi, çocuklarımızı ve gençlerimizi kötü alışkanlıklardan korumalıyız.
Kötü alışkanlıkların iş hayatına, aile ve ülke ekonomisine, fert ve cemiyet ahlakına verdiği zararlar sayılamayacak kadar çoktur.
Kötü alışkanlıklar, yazılı ve görsel basında gördüğümüz gibi kullanma yaşı, her geçen gün gittikçe ilkokul yaşlarındaki çocuklara kadar inmiş durumdadır.
Zararlı alışkanlıkların hepsi kişinin bedenine zarar vermekte, maddi ve manevi hayatını mahvetmekte, sosyal hayattan koparmaktadır. İyilik ve güzellikler gibi zararlı alışkanlıklar da bağımlılık yapmaktadır.
Zararlı alışkanlıkların sebepleri; cehalet, tembellik, bilgisizlik, kötü arkadaş, kötüleri taklit etme, müstehcen eğlence yerleri, ahlaki değerlerin zayıflaması, uyuşturucu kültürünün benimsenmesi, “Bir defa denemekle bir şey olmaz” ve benzeri tuzak sözlerdir.
Kullananlara karşı itici değil, birleştirici ve bütünleştirici yaklaşımlarla onları topluma kazandırma yollarını aramalıyız. Kötü alışkanlıklardan kurtulmanın en kısa yolu hiç başlamamaktır. Kurtulmak ise irademize hakim olmakla mümkündür.
Allah’ın yasakladığı içki, uyuşturucu ve benzeri maddelerin kullanımı, fert ve toplum hayatında, çeşitli sıkıntı ve huzursuzlukları meydana getireceği muhakkaktır.
Kumar, insanların arasına kin ve düşmanlık soktuğu, insanı aslı görevlerinden alıkoyduğu ve ahlaksızlığı teşkil ettiği, manevi duyguları öldürdüğü, aile yuvalarının ocağına incir diktiği, zamanı öldürdüğü için yasaklanmıştır. Kumarın hiçbir olumlu yönü yoktur. “Arkadaşlar arasında vakit geçiriyoruz, eğleniyoruz. Çayına oynuyoruz” diyerek kumar savunulmaz. İçki içen, kumar oynayanların iki yakası bir araya gelmez.
Bu itibarla Allah’ın emir ve yasaklarına uyarak, içki ve uyuşturucu gibi her türlü kötü alışkanlıktan uzak durmalı, bunlara müptela olan kardeşlerimizin de bir an önce kurtulup tevbe etmelerine yardımcı olmanın insani ve İslami bir görev olduğunu unutmamalıyız.
“Şeytan içki ve kumarla aranıza kin ve düşmanlık düşürmek ve sizi Allah’ı anmaktan namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?” (Maide süresi: 91)
Rabbim dünya ve ahiret hayatımızı sıkıntıya uğratacağımız zararlı şeylerle buluşturmasın. Bu maddeleri kullanan kardeşlerimizi bu alışkanlıklarını bırakmayı nasip etsin.
HAYAT FELSEFEMİZ NASIL OLMALI
En güzel hayat felsefesi Peygamber Efendimizin söylediği: “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışınız.” Hadis-i Şerifi’dir. Bu sözü uygulamaya çalışalım. Bu hayatın provası tekrar yok, ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek! Onun için hayat felsefemiz. Eline, beline, diline sahip olmaktır. Hayatta her şey olabilir. Fakat mühim olan hayatın içinde insan olabilmek, makam, mevki, koltuk için asla el etek öpmemektir.
Hayatta helal kazanç sağlamak, hayırlı evlat yetiştirmek, aile saadetimizin bozulmaması için üzerimize düşenleri yapmalı. Bu hayatta kendin için istemediğini, başkası için de istemeyeceksin. Fedakarlıklar güzel ama unutmayalım herkes kendi hayatını yaşar. Herkesin farklı şekillerde yaşaması doğal durumdur. Ancak toplum halinde yaşayan insanın başkalarına karşı sorumluluğu vardır.
Müslüman gittiği yerde değişmez. Gittiği yeri değiştirir. Gelmeyene gider. Vermeyene verir. Zulmedeni af eder. Bu peygamberimizin tavsiyesidir.
Hayat felsefemizde sevmeyi, selam vermeyi, kitap okumayı, güzel söz söylemeyi, gülümsemeyi, şükretmeyi, dua etmeyi, teşekkür etmeyi, özür dilemeyi çoğaltmalı. Allah’ın emri olan emrolunduğu gibi dosdoğru olmalı. Mevlana’nın dediği gibi olduğun gibi görünmeli, göründüğün gibi olmalı.
Her işte aklımızı ve vicdanımızı kullanmalıyız. Yaşanan olaylardan ders almasını bilmeliyiz. Daima olumlu düşünüp, olumlu davranmalıyız. Müslüman hayatını, Allah’ın rızasına uygun yaşamalıdır. Elinden, dilinden başkaları zarar görmemeli. İnsan bir şeyin iyisini, güzelini ve hayırlısını yapmalıdır. Yaptığını da sağlam yapmalıdır. Pişman olacağı, keşke diyeceği işi yapmamalıdır. Keşkesiz bir hayat yaşamalıdır. Günün sonunda kendini hesaba çekmelidir. Öleceğini ve her şeyin hesabını vereceğini asla unutmamalıdır.